Her nefis ölümü tadacaktır" Dünyanın kuralı bu. "Her takım düşüş yaşayacaktır" Bu da ligin kuralı. İster Yanal'ın, ister Morinho'nun, ister Ferguson'un takımı olsun, uzun maratonda başta, ortada ya da sonda bir düşüş olacaktır, yaşanacaktır. Önemli olan bu düşüşü en kısa zamanda ve en az derinlikte atlatıp yola devam etmektir. Spor yöneticileri, teknik adamlar kalitelerini en net bu dönemlerde belli ederler.
***
Trabzonspor, lige iyi başlamış ama son 3 maçtır kayıpsa yapılması gereken bunun nedenlerini iyi analiz edip kısa, orta ve uzun vadede düzelme sağlamasına katkıda bulunmaktır. Yoksa, "Yanal Klasiği" lafı gazete sayfasında hoş durabilir, sahaya faydası olmaz. Aslında, Yanal'ın takımları pek öyle de değildir. Ersun hoca sadece Gençlerbirliği'nde başa oynayacak bir kadro yakalayabilmiş, diğer kulüplerde ise nispeten kısıtlı imkânlarla bir şeyler oluşturmaya çalışmış iyi bir futbol adamıdır. Gençlerbirliği macerasında da takımı pek düşüş yaşamamış, yirmi küsur hafta sürdürdüğü zirve inadından yasaiçi TFF-MHK örgütünün müdahalesi ile uzaklaştırılmıştır. Manisa'da yaşanan hadise ise tam bir muammadır, futbol bilimi açısından ciddi şekilde araştırılması gerekir.
***
Elbette Yanal'ın hataları, ihmalleri vardır. Sezon başında kaleyi gerçekten güvenilir bir isme teslim etmemek ve orta saha organizasyonunu hafife almak gibi. Orta sahasında top trafiğini diklemesine düzenleyemeyen, top tutamayan, oyunu yönlendiremeyen her takım ne yaşayacaksa, Trabzonspor da onu yaşamaktadır. Gaziantep'ten Tabata'yı, Fener'den Alex'i, Bursa'dan Yusuf'u çıkarırsanız yaratıcılık ve seyir zevki adına çok şey kalır mı acaba? (Kaldı ki Trabzonspor bu 3 takımın üzeridendir sıralamada) Trabzonspor kalesinde ya da yakınında eriyen her tehlikeden sonra oyuna sokulan topun kısa sürede tekrar aynı kaleye dönmesi savunma hatalarıyla tam açıklanamaz. Sürekli yanlamasına oynayan, Yattara ve Gökhan gibi topu ileride tutabilecek iki adamını bir türlü verimli kullanamayan bir takımın maçın başında bir gol bulamaması halinde sıkıntıya düşeceğini ligdeki her teknik adam bilmektedir. Bu durumda, Selçuk'un şutu girince Ankaraspor maçını alıyorsunuz, Ceyhun'unki olmayınca Gaziantep'e puan veriyorsunuz.
***
Hocayı da yönetimi de futbolcuları da eleştireceğiz elbette. Burada 25 yıldır şampiyon olamayan bir kulüpten söz ediyoruz. Birikmiş bezginliklerden, örselenmişliklerden, komplekslerden... Transfere harcanan 30 trilyonu elbette sorgularız; ama yönetimi hemen başarısız ilan edemeyiz. Hocanın tercihlerini eleştiririz, ancak mesleki değerini yok sayamayız. Oyuncu kadrosunu irdeleriz, fakat yapıcı olmak zorundayız. Aksi taktirde umut verici yeni bir oluşumun önünü tıkarız. Giderek gelişecek bir girişimi baltalarız. Trabzonspor yeni bir fidan dikmiştir. Pahalı, ancak genç bir fidandır. Maddi-manevi bedeli ne olursa olsun çiçek açması, meyve vermesi için zamana ihtiyacı vardır. Bu da doğanın kuralıdır. Ağlamakla, sızlamakla, hırpalamakla kural bozulmaz. Ağacı göremeden fidanı kaybedersiniz. Daha nice 25 seneler bu güzelim renkler için ağlarsınız. "