Kadıköy'deki son hezimetin ardından söylenecek söz yok. Galatasaray takımı çok kötü oynamadı, futbol olarak ezilmedi, hatta epeyce pozisyona da girdi. Ama üç gün önce Portekiz'de aslanlar gibi oynayan takım, performansının yarısına bile yaklaşamadı. Bazıları, "yabancılar o atmosferden etkilenmez" diyerek konuyu geçiştirmeye çalıştılar. Oysa Benfica atmosferi de Galatasaray takımı için kolay değildi. Orada da büyük bir seyirci kitlesi önünde oynadılar. Hatta çok daha zor atmosferlerden zaferle çıkıp geldikleri o muhteşem günlerde de Kadıköy en zor yer olmuştu bu takım için. Bence Galatasaray kulübü büyük paralar verip oyuncu transfer etmekle yetinmeyip "Kadıköy hastalığına" çare bulmak için program başlatmalı. Son onbeş yıl Galatasaray forması giyen oyunculardan başlamak üzere bu "Kadıköy sendromu" hastalığını teşhis edip tedavi etmeliler.
Futbolla izah edilemez Artık konunun futbolun basit mantığı ile açıklanacak yanı yok. "Öne geçemiyoruz yeniliyoruz" mazereti vardı. O mazeret de geçerliliğini yitirdi. Selçuk'un ayağından yenilen gol amatör kümede bile zor yenir. Sadece kornerin köşesi değişti, her ikisinde de Selçuk ön direğe koşu yaptı. İlkinde vurduğu kafayı Ayhan çizgiden çıkardı, ikinci ön direk koşusunda ayağının üstüyle aşırarak golü yaptı. Her futbol takımı aynı oyuncuya bir dakika içinde bu koşuyu yaptırmaz. Ama Galatasaray takımı Kadıköy deplasmanına gidince zihni karışıyor. Fenerbahçe'nin neredeyse her gelişi kaleye gol olup giriyorsa bunun futbolla değil psikolojiyle ilgili bir açıklaması olmalı. Benim önerim Galatasaray kulübünün "Fenerbahçe sendromu" üzerine bilimsel bir araştırma yapmasıdır. Her yıl sonuca göre psikolog transfer edin gitsin.