Baştan sona bir o kalede bir bu kalede, tam bir kupa maçı izledik. Kalite belki çok yüksek değildi ama son zamanların en yüksek tempolu maçı oldu. Zaman zaman iki takım da futbolu güzelleştirmek için olağanüstü çaba gösterdi. Oyun daha çok Trabzonspor'un kontrolü altında geçti. Ancak Beşiktaş taktik yönden mükemmele yakın oynadı. Bu bir kupa maçı olduğu için Mustafa Denizli, değişik bir strateji geliştirdi. Buna "Yenemezsem yenilmiyeyim" stratejisi diyebiliriz. Beşiktaş'ın dün gece eksiği çoktu. Sivok, Delgado, Nobre hatta Cisse'siz 11 bence sezon başından bu yana en akıllı futbolunu oynadı. Denizli bu kez üçlü defans yerine İbrahim Üzülmez'i geriye çekerek savunmayı dörtledi. Bu oyun biçimi, Trabzonspor'a attığı gol dışında pozisyon vermedi. Beşiktaş'ın da attığı goller dışında çok net pozisyon bulduğu söylenemez. İlk gol Sylva'nın hediyesiydi ve Bobo affetmedi. İkinci golde ise Bobo bu kez nefis bir asist yaparak Zapo'ya şık bir gol attırdı.
Bobo, sahanın yıldızı Bu sonuçla Beşiktaş kupada gruptan çıkmayı büyük ölçüde garantiledi. Trabzonspor ise artık hesap üstüne hesap yapacak. Maçın hakemine gelince... Bünyamin Gezer'i beğenirim. Ancak dün iki büyük falsoya imza attı. Trabzon'un golü öncesinde Zapo'nun Yattara'ya yaptığı hareketin faul ve sarı kartla ilgisi yoktu. 2. gole giden Bobo'yu Egemen ve Song kundaklayıp yere serdi. Bunun adı penaltıydı. Ama Gezer polis olmasına rağmen bu harekete ceza kesmedi. Uğur İnceman golde büyük katkısı olan oyuncuydu. Ancak oyuna katkısı için aynı şey söylenemez. İlk yarıda oynayan Seric, birkaç isabetli pas dışında çok yavaş ve yetersizdi. Bence maçın ve Beşiktaş'ın en iyilerinden birisi hiç kuşkusuz Tello'ydu. Denizli'den aldığı özgürlüğü Tello çok iyi kullanıyor. Oyunun yönünü her an değiştirebilecek tek futbolcu kesinlikle Tello. Bobo ise dün gece bu yüksek tempolu maçta gol atan, gol attıran ve boğuşan oyuncu olarak sahanın yıldızıydı.