Şu bir gerçek ki F.Bahçe, G.Saray'ı Kadıköy'de hep yeniyor. Form durumu iyi de olsa yeniyor, kötü de olsa yeniyor. O yüzden sezon başından beri ortaya koyduğu olumsuz futbola rağmen bu maçın favorisi yine de F.Bahçe'dir. Bu maçların havasının bambaşka olduğu bir gerçek. Seyircinin Kadıköy'de yarattığı olağanüstü atmosfer, çoğu zaman F.Bahçeli futbolculara doping etkisi yaparken sarı-kırmızılılarda ise ister istemez bir gerginliğe ve agresifliğe yol açabiliyor. Bunun sonucunda da çoğu zaman karşılaşmaları eksik tamamlayan bir G.Saray ortaya çıkıyor. Bu atmosfer her ne kadar F.Bahçe açısından büyük avantaj olsa da, maçın sonucunu etkileyecek bir sürü başka faktör de var. Bunların başında da oyuncuların sahaya koyacakları mücadele ve teknik adamların vereceği kararlar geliyor. F.Bahçe'nin son senelerdeki derbi ve Avrupa başarısının altında yatan en büyük teknik gerçek Alex'le birlikte tek santrfor kullanılan düzendeki ısrardır. Daum'un sırf bu yüzden zaman zaman Anelka veya Nobre'yi orta sahanın sağında kullanmak zorunda kaldığını hatırlayalım.
Forma Semih'in hakkı Zico'nun da özellikle Dinamo Kiev maçlarındaki hüsrandan sonra başarıyı yakalamasındaki en büyük teknik doğrusunun Newcastle maçıyla başlayan sistem değişikliği olduğunu unutmayalım. Geçen sezon Avrupa'da çeyrek final oynayan, derbilerde rakiplerine büyük üstünlük kuran takımın hiçbir maça Alex-Semih-Kezman üçlüsüyle başladığını görmemiştik. Kendi sahasında 5 yiyip, deplasmanda gol yemediği iki Arsenal maçından Aragones bu dersi çıkartabilirse, tıpkı Zico'nun Newcastle maçı gibi bir dönüm noktası olabilir. Eğer Alex'in sakatlığı düzelirse bu üçlüden ilk tercih edilecek isim tartışmasız Alex'tir. Onun önündeki isim de şu formuyla Semih olmalıdır. Ama 14 milyon euro bonservis verilen bir ismi G.Saray derbisinde yedek oturtmanın zorluğu düşünüldüğünde, Güiza tercihi de anlaşılabilir. F.Bahçe'nin bütün psikolojik avantajına rağmen maçın sonucuna asıl etki edecek olan Aragones'in bu konuda vereceği karar olacaktır.