Fenerbahçe açısından bu sonucun en güzel tarafı, galibiyet serisini devam ettirmesiydi. Arsenal maçını saymazsak, son 3 yurtiçi maçını kazanan bir Fenerbahçe var. Oyuncuların, kaybettikleri özgüvenlerini tekrar geri kazanacakları düşünüldüğünde bir seri yakalanması son derece önemli. Futbol olarak bakıldığında ise pek de olumlu şeyler söylemek mümkün değil. Semih, şahsi becerisiyle attığı golle maçı kazandıran isim oldu. Sol ayağıyla attığı gol 1. sınıf bir santrfor golüydü. Az forma şansı bulan isimlerden ilk 11'i zorlayabilecek oyuncu olarak bir tek Deniz göze çarptı. Volkan Babacan da hatasız oynadı. Yönetimi sık sık eleştiriyoruz. Ama kaleci konusunda Serdar'a yüksek ücretler ödemeyi kabul etmeyip, genç Volkan'a güvenerek ne kadar doğru yaptıklarının da hakkını verelim. Diğer yandan Deivid ve Vederson'un bir an önce tam kapasiteyle dönmelerinin de takımı çok olumlu etkileyeceği görüşündeyim. Geçen sezonki İnter maçını düşünürsek, orta sahada Aurelio ile beraber oynayan diğer 3 ismi Vederson, Deniz ve Deivid olduğu unutulmamalı. Bu sezon şu ana kadar 'sıfır' katkı yaptıkları düşünüldüğünde form tutmaları takıma mutlaka olumlu yansıyacaktır.
Kazım yanlış yapıyor Burada bir paragraf Kazım'a açmak lazım. Kazım, yetenekli bir futbolcu. Geçen sezon Beşiktaş ve Chelsea maçlarındaki performansıyla bir anda A Milli Takım'a yükseldi. Ama o günden beri bu yükselişi sindirememiş bir durum içinde. Yedek bırakılmasını bu kadar büyük olay yapacak bir performansı yok. Oynadığı zaman da sorumsuz tavırları var. Bir an önce kendini toparlaması şart. Yoksa bu genç yaşta yakaladığı Fenerbahçe formasını çok arayabilir. Ali Bilgin, Burak, Tümer ve Yasin gibi isimlerin de şu andaki performanslarıyla ilk 11'i zorlamaları oldukça zor gözüktü. Bu oyuncuların, bu tip maçlarda ellerine geçen şansı daha iyi değerlendirmeleri gerekirdi. Sonuç olarak Fenerbahçe, Fortis Türkiye Kupası'na bir deplasman galibiyetiyle başlayarak son haftalarda kazandığı moralin üzerine ek yapmış oldu.