Her şeyden önce üç puan tabii ki çok önemli. Çünkü Fenerbahçe'nin morale ihtiyacı olduğu önemli bir gerçek. Ama tabii ki bu skor kimseyi kandırmamalı. Fenerbahçe kötü. Tek forvet de oynasa kötü, çift forvet de oynasa kötü. Öne de geçse kötü, geride de olsa kötü. Semih de olsa kötü, Emre de olsa kötü. Maldonado da oynasa kötü, Selçuk de oynasa kötü. Deplasmanda da oynasa kötü, Kadıköy'de de oynasa kötü. Ama bu derece kötü olmasını da anlamak mümkün değil. Tamam, geçen sezon Avrupa'da tarihinin en başarılı Fenerbahçesi vardı. Bu kadronun antrenörü ve en kilit futbolcusu ile yollar ayrıldı. Bir diğer önemli ismi olan Deivid de sakat. Ama her şeye rağmen Sevilla'yı eleyen kadrodan bir tek Aurelio yok. Kezman yerine de daha iyisi Güiza var. Yani; bu derece berbat bir Fenerbahçe olmasını gerektirecek kadar radikal değişiklikler de yok aslında. Ama ortaya koyulan futbol hiçbir ümit vermiyor. Takımda ne bir hırs, ne bir istek, ne de yardımlaşma var. Artık puan kaybına tahammülün olmadığı bir maç ve hala ortaya koyulan antrenman havasında bir futbol. Umarız bu son dakika golüyle gelen üç puan bazı şeyleri değiştirir. Bilhassa üç gün sonraki Arsenal maçı için önemli bir moral olur. Diğer yandan Fenerbahçe'nin yedek kulübesinin de yetersizliği bir başka önemli handikap. Şöyle bir maçta Ali Bilgin ve Gürhan'ın kurtarıcı olarak oyuna giriyor olmalarının hiçbir Fenerbahçe taraftarını heyecanlandırmadığı da bir gerçek.
Semih, Güiza ve Alex Her şeye rağmen moral bu takımın şu anda en çok ihtiyaç duyduğu şeydi. Semih-Güiza ikilisinin uyumu, Alex'in de bunlara katılması Fenerbahçe için aslında önemli kazanç. Fakat burada Aragones'in bu üçlü ile beraber kullanacağı orta sahayı doğru isimlerden kurması da şart. Goldeki hatasına rağmen kuvvetli ve dirençli bir Deniz burada görev alabilir. Sonuç olarak; Fenerbahçe futbol olarak ümit vermese de önemli bir moral kazandı. Arsenal maçından alınabilecek bir galibiyet bir anda bazı şeyleri düzeltebilir.