İlk önce bu maçta alınan bol gollü galibiyet, Fenerbahçe adına çok önemli bir moral oldu. Sonuçta en azından devre arasına kadar takım bu futbolcularla yoluna devam edecek. Bu saatten sonra taraftara da düşen bu oyunculara destek olmaktan başka bir şey olmamalı. İç sahada oynanacak derbiler düşünüldüğünde, sezonun ilk yarısı pekala az bir puan kaybıyla da kapatılabilir.
Tribünler ayakta Maça gelirsek, Fenerbahçe ilk yarıda çok iyi oynamasa da son maçlarda olduğu gibi rakibine de pozisyon vermedi. Bu görüntü olumluydu. Fakat yavaş oynayan takımı ve hareketsiz tribünleri ateşleyen Bursaspor taraftarı oldu. İlk yarının sonunda gelen gereksiz tezahüratları hem takımı, hem de tribünleri ayağa kaldırdı. Bunun üzerine ikinci yarıda bambaşka bir Fenerbahçe vardı. Topu iyi kullanan, hızlı oynayan ve arka arkaya golleri bulan bir takım izledik. Merak edilen Josico olumlu işler yaptı. Topu olumlu kullandı, arkadaşlarına yardım etti. Fakat, ondan hiçbir zaman çok ekstra şeyler yapmasını beklememek lazım. Selçuk, orta sahada diri bir görüntüdeydi. Gökhan Gönül'de de son maçlarda geçen seneki görüntüsüne bir yaklaşma var ki bu da son derece olumlu. Sonuç olarak Fenerbahçe, haftalar geçtikçe Deivid'in de takıma katılmasıyla daha iyi bir görüntü çizecektir. Ama o döneme kadar kötü oynadığı maçları da kazanmayı bilmesi lazım. Deivid'in dönüşüyle gol bulması gecenin güzelliklerinden oldu.
Penaltıyı yedi Son olarak da hakem Tolga Özkalfa berbat bir maç yönetti. Alex'in, Ömer Erdoğan tarafından düşürüldüğü pozisyonda, hadi Fenerbahçe'ye penaltıyı vermemesi takdiri olabilir ama o sarı kart neyin nesi? Adam ayağını Alex'in altına sokuyor, Alex de düşüyor. Böyle saçma bir sarı kart olmaz. Tolga Özkalfa, maçın genelinde de takdir haklarını hep Bursaspor'dan yana kullandı. Tamam, İstanbul'da bir Anadolu takımını ezdirmemek iyi bir şey. Ama ezdirmeyeceğim diye, böyle maç yönetmek de olmaz. Biraz daha dikkatli olmalı.