İtirazım var! Karakteri ve gücü bu değil F.Bahçe'nin. 'Çoluk, çocuk' denilecek bir 11'le sahaya çıkan Arsenal, maçın büyük bölümünde antrenmanda bile bulamayacağı bir ortamda rahat rahat oynadı. Carlos başta olmak üzere çoğu sarı-lacivertli futbolcu, ayağındaki topu ikide bir rakibe nişanladı, özellikle ilk yarıda. Dolayısıyla kendi yarı sahasından, Volkan'ın burnunun dibine kadar elini kolunu sallayarak geldi rakip. Düşünün, sadece ilk yarıda en az 10 tane şutu var Arsenal'in ve belki de maçın tamamında 4-5 tane gollük şutu önledi Volkan. Neden? Çünkü zihinsel açıdan rahat ve fiziksel yönden güçlü değil sarı-lacivertliler. Bunun ana nedeni de Aragones'in antrenman biçimi ve o meşhur şablonu olsa gerek. Hacettepe karşısında bile iflas etmiş bir şablonda neden bu kadar ısrarcı Aragones, anlamak zor. Hele ısrarla Semih'ten orta saha oyuncusu yaratmaya çalışması yetmezmiş gibi, bu maçta da Alex'in görevini ona vermesi inanılır gibi değil. Dolayısıyla maçın genelinde kalesinde bir kamyon pozisyon gören F.Bahçe, Volkan'ın müthiş kurtarışlarıyla 1 puan alabildi. Tabii insanın zoruna gidiyor, oyunun büyük bölümünde 'kedi-fare oyunu' görüntüsünün ortaya çıkması. Peki bunca olumsuzluğun tüm faturasını futbolculara mı keseceğiz? Oysa Alex'in yokluğunda Deivid oyunu yönlendirmek göreviyle sahaya sürülse ve Semih de asıl yerinde oynasa F.Bahçe bu denli organizasyonsuz kalabilir miydi? Ya da Semih orta sahada, 'çarçur' edilmese ve asıl yerinde oynasa forvetteki çaresizlik ve sessizlik bu boyutlarda olur muydu?
Pozisyon bulamadık Aslına bakarsanız sırf bu tercihler yüzünden neredeyse son 5-6 maçının tamamında gol yiyen Arsenal'e gol atamadığımız gibi, doğru dürüst gol pozisyonu da elde edemedik. Bir gerçek var. Dün akşam başta Volkan olmak üzere Gökhan, Selçuk ve Güiza'nın olup bitene maçın genelinde isyan etmesi ve Volkan'ın müthiş bir performans sergilemesiyle F.Bahçe önemli bir puan kazanarak yoluna devam etti.