Vah Fener vah Öncelikle yeniden sizlerle birlikte olmanın mutluluğunu yaşamaktayım. Ama yazıma başladığım bu hafta böyle bir Fenerbahçe izlediğim için de üzüntülüyüm hatta biraz da umutsuzluk içindeyim. İki gün önce başkan Aziz Yıldırım'ın konuşmalarını dinledikten sonra insan Fenerbahçe'nin Hacettepe gibi bence ligden düşmesi kesin olan bir takım karşısında şov yapmasını bekliyor. İspanya'yı büyük başarıya taşıyan Aragones boğadan korkmuş matador gibi Hacettepe'den korkarak sahaya çıktığını hem yeni transferi Josico, hem de Maldonado'yu yan yana oynatarak aslında ayakları titremesi gereken Hacettepe'ye güç ve moral vermiş oldu. Sizce Fener bu oyunuyla kimi yener? Herkes diyecek ki 'Çok eksiğimiz vardı, saha kötüydü.' Peki benim başkanımın anlattığı milyon dolarlık kulübün yedekleri böyle mi olmalı. Ya da altın ayaklı Roberto Carlos "Ya benim ayaklarım altından, koşamayacağım mı" diyordu.
Tek yok dua etmek İki gün önceki keyifle anlatılan Fenerbahçe dün sahadan siliniyordu. Futbolcuları tek tek yazmak bana acı vereceği için sadece 'kötüydünüz' diyorum. Bugün Aziz Yıldırım'ın bedavaya elinden kaçırdığı futbolcular bu sahada oynuyor olsalardı nasıl bir tablo izlerdik? Ya da beğenmediği Zico bu takımın başında olsaydı nasıl bir Fenerbahçe seyrederdik. Bence Fenerbahçe yönetimi bundan sonra gelecek ağır eleştirilere hazır olmalıdır. Hiç futbolla ilgisi olmayan bir takım ve antrenör sahibidir. Ama Allah'tan hem inşaattan hem de futboldan anlayan bir başkanımız var. Fenerbahçe'nin iyi olması için başkanların çok konuşmaya değil, çok çalışmaya ihtiyacı vardır. Ancak bu şekilde başarı gelir. Ah Fenerbahçe vah Fenerbahçe. Umarım bu işler böyle gitmez, herkes kendine gelir ve çarşamba günü Porto maçında hepimizi şaşırtan bir takım olur. Bunun için duadan başka yapacak bir şeyimiz yok.