Yoğun bakımda Türkiye'nin Fiorentina'sı (morlular) Hacettepe'yi 40 yıllık hasretten sonra ilk defa F.Bahçe karşısında izledim. Sahada kaptan Suphi'yi ve adaşı Zeytinburnulu merhum Suphi'yi gözlerim hep aradı durdu. Hey gidi nostalji hey... Ama Allah için bugünkü gençler de alkışı hak ettiler. F.Bahçe, eksikliklerle başladığı maçta yeni oyuncusu Josico'yu ve Maldonado'yu çift ön libero oynattı. Aragones rakibini o kadar önemsemişti ki tandemdeki Can ve Yasin de onlara yapışarak oynadılar. Kazım'ın oynadığı sürece istekli halini, Uğur'un genellikle hareketli bindirmelerini Alex iyi organize etti. Dakikalar 12'yi gösterdiğinde de "beyniyle oynayan adam" Alex, Uğur'un zekice ortasını golle sonuçlandırdı. F.Bahçe defansının atakları kontrolsüz kesmesi ve oyunu iyi yönlendirememesi Hacettepe'nin dönen topların çoğuna hakim olmasını sağladı. Ve ilk devrenin bitimine doğru da F.Bahçe'de oynayan hiç kimsenin yapmayacağı bir hatayı Hacettepeli İbrahim değerlendirip, gole çevirdi. Bu arada bu golde hakem de ofsaytı görmedi. Futbol işte böyle bir şey. Hatayı, gevşemeyi ve böbürlenmeyi hiç affetmez. F.Bahçe'nin, defansının yaptığı hatalar yüzünden "Hacettepe'de yoğun bakıma" alındığını gördük. Biz bir şeyden anlamadığımız için (!) geçen sezondan beri takımdaki eksiklikleri ve gerekli transferleri kaleme almaya çalışmıştık. Ama fikirlerimizin kaale alınmadığını da biliyorduk.
'Yesinler seni' Aynanın karşısına geçip de kendi kendime "futbolu ben herkesten iyi bilirim" dersem inanıyorum ki aynadaki görüntüm bile bana son günlerin moda deyimiyle "yesinler seni" derdi. Şükürler olsun ki haddimi biliyorum ve böyle de uçmuyorum. Sevgili Aziz başkanın yerinde ve imkanlarında olsaydım onun yaptıklarının çeyreğini bile yapamazdım ama hiçbir zaman için de böyle büyük konuşmazdım. Bu işleri iyi bilenlere Hacettepeliler, oyundan alınınca Uğur Boral ve kırmızı kartla atılarak takımı kalecisiz bırakan Volkan üzülerek söylüyorum ki gerekli dersi vermiş oldular. 3 maçta 6 puan kaybı ve disiplinsiz görüntü... Hadi hayırlısı...