Son mu, başlangıç mı? Bu konuda konferans bile vermek mümkün ama uzatmayıp ana başlıklarla toparlarsak şunlar ön plana çıkar: 1- Dünya üçüncüsü olunca hangi havaya girdiysek, yine o havadayız. Terim'e Ermenistan maçı öncesi bunu hatırlatmış ve acil eylem planını sormuştum ama o daha geniş bir persfektiften bakıp kısa vadeli bölümü atlamıştı. Sanırım Belçika maçı ne demek istediğimi daha iyi anlatmış oldu. 2- Oynayan ya da oynamaya çalışan rakiplere karşı teknik kapasitemizle her zaman etkili olabiliyoruz ama oynatmamayı hedefleyen takımlara karşı çaresiz kalıyoruz. Ermenistan'da ilk yarıda, Belçika önünde ise her iki yarıda yaşadığımız bu. 3- İsim isim saymaya gerek yok ama Milli Takım, sıradan oyuncular ağırlıklı oluşuyor. Bu da yaratıcılığı öldürüyor. Terim kendi kafasına uygun oyuncuları almakta ısrar ederse, Şenol Güneş'in yaşadıklarını yaşaması kaçınılmazdır. Acilen bu Milli Takım'a Fatih Tekke, İbrahim Toraman, Yıldıray Baştürk alınmalıdır. 4- Bizi sinirlendirmek çok kolay. Belçika bunu fark etmiş. Hem hocası, hem oyuncuları sinir sistemimizin en kritik noktalarına hayati müdahaleler yaparak motivasyonumuzu bozdular. Diğer rakipler de bunu fark etmeden, bu tuzaklara düşmeyecek kadar profesyonel olduğumuzu kanıtlamalıyız. Yoksa Belçika maçı son değil, sadece bir başlangıç olur.