Su içiyordu Skibbe! Kayserispor Teknik Direktörü Tolunay Kafkas maçtan önce "Galatasaray'ı yeneceğiz, puansız göndereceğiz" anlamına gelen şeyler söylemişti. Şiiri ve kavgayı seven bu genç adamın bir şeyler yapıp, futbolun başka türlü bir şey olduğunu göstereceğini zannettim. İddialı olmak güzel şey tabii ki. Keşke Galatasaray Teknik Direktörü Skibbe de böyle iddialı sözler edebilse. Bir ara baktım yedek kulübesine Skibbe su içiyor... Ama o kadar iddialı söze karşın Tolunay'ın yaptığı şey orta sahayı 5'lemek olmuş. Bu bile yetti gerçi. İlk yarı kahırrr! kahır! çektim ortaya konulan futbol yüzünden. Bir ara maçı anlatıcısı arkadaş "Galatasaray defansı çizgi halinde yakalandı" dedi. Ee hep aynıyız ki! Bizim kocaoğlanın yanından geçen ve biraz seri bir oyuncunun ardına düşmek için taksi tutması gerekiyor. Skibbe su içiyor... Yine çizgi pozisyonlardan birinde Sanctis'in kol bacak kapatması olmasa direk dibinden yazacaktı Kayserililer ilk gollerini elektronik tabelaya. Kalecimiz defansın unuttuğu ters tarafı çok iyi kapattı. İlk topu çok iyi oynadı yani. Sonra da her topun ardından arkadaşlarını yüzüne astığı o kederli kaş hareketiyle uyardı. Ee neredeyse defansın tümü sahada konumlanış hatası içindeydi ilk 45'te Galatasaray sancılı... Skibbe su içiyor.
Alman su içti, biz kahır! İkinci 45'e 'bir şeyler olsa / bir sağanak patlasa / bitse bu kirli yapışkanlık' diyorum. Olmuyor. Üzerimizdeki ölü toprağını kaldırmaya yetmiyor devre arasındaki muhtemel konuşma.. Skibbe su içiyor. Arda'sız yani topu sürükleyecek adam olmaksızın oynuyor Galatasaray; daralarak, sıkıntılı, eza içinde. Formasıyla sahada ama kendi Arda'sız. O ara yeni transfer Baros'un kenarda ısınırkenki heyecanlı halini izliyorum. Alemin, çıkıp ne yapacağını beklediği bir maçta, onun kenardaki ısınma hareketlerini izliyoruz bir süre. Skibbe su içiyor şişeden. Hava sıcak, nemli, daralıyoruz... 'Sonları bekleyeceğiz galiba' diyorum içimden. Bir sağanak patlayacak belki, Balta belki, Topal uzun erimli bir şutla ağları sarsacaklar diye bekliyorum. Olmuyor. Skibbe şişeden, biz kederden demleniyoruz. Baros oyuna giriyor ama kanatlara yıkılıp oradan yan ortalarla, olmadı ceza sahasının üstüne kadar kontrollü toplarla inip, verkaçlarla gol arayan bir ekibe yarayacak bir 'iyi topçu' daha diğer iyi topçu Kewwell gibi sancılı dolanıyor sahada. İlk ciddi atak organizasyonunu 53'te yaptı Galatasaray. Varın gerisini siz düşünün. Skibbe su içiyordu şişeden, biz kahır yudumladık maçın sonunda...