Baltalı ilah! Hakan Balta'nın ilk icraatı değil bu. Yine böyle 'balta' güdümlü bir füzeyle hem Milli Takım hem de Galatasaray yürüyüşünü efsaneleştirecek işler yapmıştı zamanında. Geçen seneki balta füzesinden söz ediyorum. İlk 3, 5 ve 12'de Lincoln ve efradının topun direkte patlayan girişimleriyle geçince, güzel işler olacak dedim. Hadi seyredin bakalım bu maçı sakin sakin. 'Rahat ol hafız'mış. Isı basmış. İçimden 'sıcak / daha da sıcak olacak!' diye usulüm adabım olmayan şarkılar söylüyorum. Su kaybım litreleri bulmuş, direniyorum tribündeki varlığıma son vermemek için. Bu içten patlamalı motor gibi çalışan topçular ne yapsın? Su arası verildi de çocuklar çatlamaktan kurtuldular. Hah işte işin püf noktası burada; açık alanlar bırakarak oynayan ve iyi kapanan bir ekip karşısında bu rutubetli ve cehennemi sıcakta ne yaparsınız?
Mehmet Topal niye çıktı? İyi bir teknik adamın bunun için yanıtı hazırdır; 'Geride sağlam duralım ama erken gol bulalım.' Golü erken bulduk ama geride sağlam durduğumuz söylenemez. Hele ki yan toplarda. Aykut'un yalan yanlış çıkışlarını da ekliyorum buna. Oyuncu değişikliğinde Hasan Şaş'ın çıkarılması bir hatadır; hele ki bir önceki maçta olduğu gibi gol anındaki hareketin aynını yaptırıp Kewell'a son dokunuşla gol yapacağı bir orta yollamış, bu bunalımlı havada elinden gelenin en iyisini yapmışken. Ve hele Hasan'ın çıkıp Arda'nın girdiği bir oyunda Arda'yı bir kenara Kewell'ı bir tarafa yapıştırmak da hata. Nonda'nın yalnızlığı da cabası. Peki Mehmet Topal'ı çıkarmak niye? Avrupa kupası maçı mı gerekçe? Yorulmasınlar mı? Umarım öyledir. Galatasaray böyle bir maçı; hem de 10 kişi kalmış bir rakibin karşısında fazla pozisyon bulmadan tamamlayacaksa, eksildikten sonra, bu avantajı rakibi kendi ceza sahasının üzerinde boğmaca yaparak göstermeyecekse vay haline!