Başka bir yanlış! Bir büyük spor adamıyla dün son kez helalleştik. Hasan ağabeyimizi ebedi istirahgâhına uğurladık. Mekanı cennet olsun. Dileğim Türk futbolunun bundan sonraki yol haritasının, Hasan Doğan'ın çizgisinden ayrılmamasıdır. İleride bu konuya çok daha detaylı olarak gireceğiz ama şimdilik altını çizelim ki yerine gelecek kişinin, onun ilkelerini benimseyip, "Adalet ve güveni" her türlü kulüp çıkarının üzerinde tutması çok önemlidir. Her neyse söylediğim gibi bu konuya önümüzdeki dönem içinde çok daha detaylı gireceğiz. Aslında böyle bir günde, başka bir şey yazmak da kolay değil ama bir yandan da hayat devam ediyor. Görev bizi bekliyor. Gündemimiz ise Beşiktaş'ta yaşanan kavga. Bu konuda yazdığım iki yazıyla net bir tavır ortaya koymuştum. Şimdi olaya başka pencereden bakalım. Bir kavga oluyor. Şu ya da bu şekilde iki gazetede yer alıyor ama doğru düzgün detay yok. Yani kol kırılır yen içinde kalır edebiyatı yapmak için ortam son derece uygun. Sinan Engin başta Beşiktaş teknik kadrosu ve de yönetimi nedense bu tavrı sergilemek yerine tüm detayıyla olayı kamuoyuna duyurup, iki futbolcuyu, iki ayrı uçakla İstanbul'a gönderiyor.
Erozyona uğrattınız İlk bakışta, "İşte böyle olmalı, Beşiktaşlı duruşu bunu gerektirir" dedirten bir tavır gibi görünüyor di mi?.. Peki gerçekten öyle mi? Sözkonusu olan iki futbolcu Beşiktaş A.Ş'nin iki oyuncusu. Yani onların kulübe verdiği ya da vereceği her zarar ya da fayda kendileri dışında birçok kişiyi de ilgilendiriyor. Böyle durumlarda "Yarim keskin bıçak" tavırları mı doğrudur, yoksa değerleri koruyacak bir profesyonellik mi gerekir? Açıkçası burası tartışmaya çok açık. Misal, bu olay ertesi gün "İki arkadaşımız tatsız bir olay yaşamışlar ama fazla büyütmeye gerek yok" şeklinde geçiştirilse ve Toraman ile Üzülmez, İstanbul'a dönmek yerine, ayrı ayrı sahalarda çalışmak zorunda bırakılsa daha iyi olmaz mıydı? Sinan Engin dostum dahil kimseyi suçlamak için değil bu satırlar, sadece bir anlık öfkeye kapılan iki futbolcuya karşı sergilenen tavır da bir anlık öfkeyle belirlenmiş gibi geliyor bana. Beşiktaş'ın normal şartlarda kimseye satmayı aklından bile geçirmeyeceği Toraman ya da birinci kaptanı Üzülmez şimdi erozyona uğramış, bir anlamda değer yitirmiş durumda bekliyorlar. İki futbolcunun yaptığı kadar yanlış olan bir başka yanlış daha var bu işte. En azından etraflıca düşününce bana öyle geliyor. Siz ne dersiniz?