Fırsatçılık Herkes her şeyin farkında. Bu nedenle dün "Toraman kalmalı, Üzülmez gitmeli" şeklindeki tezime taraftar büyük destek verdi. Bir tek, evet bir tek kişi dahi "Üzülmez kalmalı" demiyor. İşte acı gerçek bu. Beşiktaş'ta sol savunmacı oynuyordu birinci kaptan İbrahim Üzülmez. Bu bölgeye futbolcu alınmamasının sebebi de onun rekabetçi bir yapıda olmamasıydı aslında. Yönetim kaptanı küstürmemek adına bu konuyu hep es geçti ama bu da bir yere kadardı. O yere gelindi, Seric alındı. İşte gördünüz. Yıllardır hiçbir kampta, hiçbir şekilde problem çıkarmayan, tam aksine kampın en neşeli isimleri arasında yer alan İbrahim Üzülmez, Seric'in alınmasından öylesine rahatsız oldu ki, bunu ancak böyle ortaya koyabildi. Toraman bu işte, Üzülmez'in yanlış hesaplarının kurbanıdır. Üstelik Beşiktaş'ın Toraman'a çok ihtiyacı olduğu da aşikâr. Başkan Yıldırım Demirören'in "Gelecek 10 yılın kaptanı" dediği bir oyuncu böyle bir yanlışa düştüğü için harcanamaz. Sinan Engin'in söylediği disiplin ya da Beşiktaşlı duruşu, sorumluluk payı ne olursa olsun herkese aynı cezayı vermeyi gerektirmez. Zaten haklıyı haksızı ayırmadan herkesin aynı cezaya çarptırılması da adalet olmaz.
Zaten harcanacaktı Bu olayda Üzülmez'in ciddi tahrikleri, kendini kaptan olarak ön plana çıkarma çabaları (Bunun için seçtiği yöntem tek kelimeyle skandal) vardır. Bunlar görmezden gelinirse o zaman akıllara başka sorular takılmaya başlanacaktır. 'Toraman zaten harcanacaktı, mazeret mi aranıyordu' diye sorgulayacaktır taraftar. Bakın; Terim bu oyuncuyu Milli Takım'a çağırmadı ve belki de kupayı alabileceği turnuvada en büyük darbeyi savunmanın göbeğinden yedi. Şimdi Beşiktaş aynı hatayı kesinlikle yapmamalıdır. Bu hata yapılır ve de Toraman, özellikle Mehmet Topuz ya da ismi daha önceden gündeme gelen bir başka oyuncunun takasında kullanılırsa, bu yaşanan kavganın yönetim tarafından bir fırsat olarak görüldüğü de düşünülenecekler. Umarım böyle bir fırçalık yapılmaz.