EURO 2008 FUTBOLUN NAMUSUNU KURTARDI EURO 2004'te Yunanistan kupa şampiyonu olurken kahretmiştim. Yok! Yanlış anlamayın, Yunan düşmanlığından falan değil. Adamlar futbola sonunda 1100 taktiğini de getirip, 23 duran topla şampiyon olmuşlardı. Turnuvanın % 43 ile topla en az oynayan takımıydılar. İsabetli pas oranı en kötü 2. takımdılar. Ve en fecisi maç başına sadece 1.17 gol atarak şampiyon olmuşlardı. Çünkü sadece savunmayı düşündükleri için gol yemiyorlardı. Ama futbol o kadar çirkindi ki! Bu felaketi futbolu seven biri olarak yaşadıktan hemen sonra 2006 dünya kupasından çok umutluydum. Ama orada da başka bir felaket yaşadım. Gol atmak için çırpınan ve maçlarından büyük zevk aldığım, karşılaşma başına tam 2.
25 gol atan İspanya bırakın finali, yarı finali bile göremezken, finali çok gol attıkları için değil, maç başına 0.5'ten daha az gol yedikleri için Fransa ve İtalya oynuyordu. Benim gibi, futbolun hücum yönüne sevdalı bir adamı yıkıyordu bu durum. Çünkü hemen her takım artık öncelikle defans yapmanın yollarını aramaya başlıyordu yaşanan bu 2 şampiyona sonrası. İşte bu nedenle EURO 2008 bana ilaç gibi geldi. Aşağıda bu şampiyonada takımların maç başına attıkları golleri görüyorsunuz. Bakın aşağıdaki tablonun son 8 takımına. Sonuç harika benim için. En az gol atan 8 takımın 7'si çeyrek finalde yok. Çeyrek finali 'yemeyenler' değil 'atanlar' oynadı. Yani futbolun amele tarafı olan 'savunma' değil, 'Lordlar kamarası' tarafı olan 'hücum' kazandı. En çok gol atan 8 takımın 7'si çeyrek final oynadı. Dedim ya, EURO 2008 futbolun namusunu kurtardı.