Galatasaray'ın ilk 11'ini kim yapıyor! Galatasaray, Feldkamp gittikten sonra ligde 5'te 5 yaptı. Yendiği takımlar da öyle sıra takımları değildi. O dönem düşme potasının göbeğinde yer alan Gençlerbirliği, büyüklere kaybetmeyen Büyükşehir Belediye ve ligin "baba" ekipleri Trabzonspor, Fenerbahçe ve Sivasspor. Ve bu seri galibiyetler Galatasaray'a mucizevi bir şampiyonluk daha getirmek üzere. Mucizevi olması ise zirve yarışındaki rakiplerini futbol ve skor olarak belirgin bir üstünlükle safdışı bırakmasından daha çok, içinde bulunduğu şartlardan geliyor. Düşünün, sahaya bir 11 çıkıyor ve bu 11'i kimin yaptığı belli değil.
Adnan Polat mı, Adnan Sezgin mi, Cevat Güler mi, yaş haddinden yardımcı pozisyonuna düşen Nezih ve Burak hocalar mı yoksa Hakan Şükür ya da Hasan Şaş mı? Testlerde bile olmayacak kadar çok seçenek var değil mi? Cevat Güler yabancı olsa tüm bu başarılar şüphesiz ona mal edilecekti. Ama Cevat hoca Türk. Aksi gibi çok da mütevazı. Bu durumda doğru yanıtı başka şıkta aramak gerekecek. Lincoln'ün "sakat" olduğu gerekçesiyle 11'den kesilmesi ve "Kapris Kralı" Brezilyalının bu kez durumu kabullenmesinden de, karar mekanizmasında çok güçlü birinin olduğu ortaya çıkıyor! Ama hangisi? Yanıt ne olursa olsun, sonuçta savaşı askerler kazanır! Arda'nın satır arasında kalan tespiti bence doğru. "Bizde ruh vardı. Bizim farkımız buydu" diyor Arda. İşte Galatasaray'ı mucizevi bir zaferin eşiğine getiren sır bu: Dayanışma. Bu arada esas noktayı atlıyoruz. Mehmet Topal'dan Arda'ya, Uğur'dan Barış'a kadar Galatasaray bu sezon yepyeni bir jenerasyon yakaladı. Galatasaray'ın esas başarısı bu. Sarı-kırmızılıları pırıl pırıl bir gelecek bekliyor. Bu kadroyu ve ahengi bozmazsa tabii...