Zico aldandı Medya doğruları göstereceğine Türkiye'yi geriye götürmeye uğraşıyor. İyi bir medya olsaydı Fener turu geçerdi Zico resmen bu utanç medyasının tesiri altında kalıp yanıldı. Kezman'ı oynatacağı en önemli maçta Semih'i tercih etti ... Semih ile Kezman akla kara kadar birbirinden uzak. Kezman oyunda hiç olmasa bile rakip stoperi öldürüyor. Semih beleşçi
Avrupa'dan elenmesinin ardından Fenerbahçe genelde teşekkürler edilip alkışlanırken, Ankaraspor beraberliği ile birlikte eleştiri oklarının hedefi haline geldi. Özellikle Zico kadroda değişiklik yapması nedeniyle eleştirilerin odağında. Chelsea maçının ardından atılan başlıklar Türk spor medyasının bu ülke halkına aşılamaya çalıştığı kendi aşağılık kompleksi. Türk insanında böyle bir aşağılık kompleksi yok. O maçı yığınla Fenerbahçeli ile birlikte seyrettim, ertesi gün yığınla Fenerli dostumla görüştüm. Hiçbirisi, 'Teşekkür ederim. Aslanlar. Bu kadarı da yeter' demedi. Birçoğu, maçın niçin kaybedildiğine dair mantıklı eleştiriler yaptı.
Ne yazık ki benim yalaka kutsal ittifak medyam doğruları göstereceğine, Türkiye'yi 50 yıl gerisine şerefli yenilgiler, onurlu beraberlikler, 7 gol yediği zaman 1 gol atmayı şeref kabul eden döneme getirmeye uğraşıyor. Bu medya adam gibi medya olsaydı Fenerbahçe turu geçerdi. Ligin devre arası verilirken, ara transfer dönemi açılırken bas bas bağırdık. 'Bu kadro Türkiye'de idare eder ama Avrupa'da ileriye gitmeye niyetliyse eğer çok iyi bir oyun kurucuya ihtiyaç var. Alex kimseyi aldatmasın. Alex oyun kurucu falan değil. Alex her teknik direktörün başına bela bir adam. Çünkü 90 dakika takımı 10 kişi oynatsa bile bir ara bir hareket yapıyor. Bu ya asist ya da gol oluyor. Sen de bir ümitle o hareketi yapacak diye o adamı oynatıyorsun.'
İKİ MALDONADO EDER İki Chelsea maçında Alex yok. Alex, Ankara maçında da yok. Ankara savunmasının gafletidir, uykusudur, inanılmaz boş bırakmasıdır o gol. Alex'in olduğu yerde ben olsam ben de atardım o golü. Oyunda var mıydı Alex? Fenerbahçe'nin oyun kurucusu yok. O Fenerbahçe, her biri iki Maldonado edecek; Selçuk, Kemal ve Ali Bilgin'e sahipken, ihtiyacı olmadığı alana 4. adamı aldı. Bunu kimse eleştirmiyor. 'Niye aldınız?' demiyor şerefli medyamız!.. Çünkü kafalarında Galatasaray kompleksi var. Hagi kompleksi var. 'Alex, Hagi'dir' demeye uğraşıyorlar. Alex, Hagi'nin tırnağı olamaz. Olsa zaten Brezilya Milli Takımı'nın değişilmezi olurdu. Şimdi hepsi 'Fenerbahçe'nin santrforu yok' diyor. Gözünüz aydın beyler!.. Günaydın!.. Elenmesi mi lazımdı Fenerbahçe'nin santrfor ihtiyacını keşfedip, ara transferde baskı yapmak için... 'Bu Semih'le, bu Kezman'la bu işler olmaz' demek için. Bir utanç medyasıdır ve bu utanç medyası kendi kendini geliştirmeye, Türkiye'de teknik direktörlüğe ilk adımlarını atmaya başlayan Zico'yu da yanılttı. Zico resmen bu medyanın tesiri altında kalıp, sahaya yanlış takım çıkardı. Kezman'ı oynatacağı belki de 'en' önemli maç bu. İstanbul'daki Chelsea maçı değil, Londra'daki Chelsea maçı. Çünkü o adam, o sahada Chelsea forması giymiş. O sahayı avcunun içi gibi biliyor. Adam o sahada kendi sahasında gibi rahat... 'Siz benim kıymetimi bilmediniz, ben size gösteririm' diyecek kadar da hırslı... Yani Kezman Fener'de bir maç oynayacaksa oradaki Chelsea maçında oynayacak. O maça sen Kezman'ı koymuyorsan futbolu hiç bilmiyorsun. Neden? Tercih ettiği adam Semih...
İSVİÇRE'YE GÖTÜRECEK Semih ile Kezman akla kara kadar birbirinden uzak iki adam. Kezman stoperin üstüne giderek, ona yapışık oynayan bir santrfor ve de kirli, 'dirty' santrfor. Çok profesyonel hareketlerle adamı bitiriyor, yıpratıyor, öfkelendiriyor, çıldırtıyor. Kafa atıyor, dirsek vuruyor. Ayağına basıyor, bileğine vuruyor. Orasına burasına parmak atıyor. Bir yığın dilde küfür biliyor. Küfür ediyor, sövüyor. Bunları çok ustaca yapıyor. Kezman oyunda hiç olmasa bile rakip stoperi öldürüyor. Semih tam tersine... Stoper neredeyse ondan 10 metre öteye kaçıyor Semih. Semih boşa kaçmaya, tek başına oynamaya meraklı... Korakor mücadelelerin adamı değil. Semih ile stoperin herhangi bir sıkıntısı, güçlüğü yok. Semih yanında yok çünkü. Semih ne kolluyor? Direkten dönerse top Semih alıyor. Kaleciden dönerse top Semih alıyor. Rakip savunma ters bir vuruş yapar, boşta kalırsa top Semih alıyor. Semih böyle gol atıyor. Semih'in bir takım oyunu içinde 11. adam olarak görevi yok. Semih eskilerin deyişi ile 'Beleşçi'. Beleşçi ne demek? 'Bu takıma 10 kişi yeter, sana ihtiyacım yok, sen git orada beleş gol kolla.' Semih bu tip bir oyuncu. Şimdi Londra'daki Chelsea maçında Kezman'a mı ihtiyacın var, Semih'e mi ihtiyacın var? Bu farkı Zico bilmez mi? Teknik direktör olmasına gerek yok. Futbolcu Zico dahi bunu bilir ama öyle bir baskı koydu ki benim medyam: 'Semih de Semih. Semih de Semih...' İşte Semih. Ankara maçında var mıydı Semih? Semih bu kadar, ama medyanın bu baskısı yüzünden Fatih Terim de Semih'i büyük santrfor, büyük futbolcu zannediyor. İsviçre'ye onunla gidecek. Mehmet Yıldız gibi bir adamı yok sayarken, Ankaraspor'daki Mehmet Yılmaz'ın dahi Semih'ten üstün olduğunu görmezken, Avrupa Şampiyonası'na Semih'le gidecek. Bu medyaya hoş görünüyorsun o zaman!.. Semih'i alırsa Fatih alkışlanır. 'Fenerbahçe niye Fenerbahçe oldu' diye her hafta anlattık, altını çize çize... Her hafta anlattık. Çünkü Fenerbahçe ilk defa bu sene kanatlardan akın yapıyor. Niye? Gökhan gibi bir hücum beki buldu ve Uğur Boral geldi yerine oturdu. Chelsea maçında da Ankara maçında da Uğur Boral yok. 'İkinci ön libero Maldonado'yu oynatacak' diye. İleriye tek pası olmayan, bütün pasları geriye, yana ve en yakınındaki adama oynayan, ne işe yaradığını gerçekten anlayamadığım Maldonado uğruna, sol kanadını kesti attı. Karşıdaki rakip zorlu olup da Gökhan'ın ileri çıkmasına izin vermeyince de sağ kanat yok. Ee ortada zaten Semih yok. Nasıl gol atacak Fenerbahçe? Bu Fenerbahçe elenince niye teşekkürler oluyor? Oyun kurucun yok, gol atacak adam yok, kanatlarını da hocan öldürmüş. Niye şaşıyorsun sen, Chelsea maçında gol atamamana, maçın 2-0 bitmesine!.. 90 dakikada topu topu 1.5 şut atan bir takıma nasıl teşekkür edersin!.. 1.5, iki de değil.