Hep aynısıyım Herkes biliyor ki Fenerbahçe, 60. dakikaya kadar hiçbir varlık gösteremeyecek, zorlanacak, gol pozisyonu üretemeyecek; Semih'in oyuna girmesiyle oyunun şekli tamamen değişecek. İşte bildiğimiz, tanıdığımız bir yönetmenin filmini izler gibi başı sonu belli olan bir hikaye gibi. Aslında biz buna "Zico klasiği" de diyebiliriz.
Umarım hafife alırlar Bu maçı izleyen Chelsealiler, Sevillalılar gibi "Bu Fener nasıl bir takımdır ki buraya kadar gelmiştir" diyorlardır. Umarım, onlar da Sevillalılar gibi düşünürler ve Fenerbahçe'yi hafife alırlar. Çünkü çarşamba akşamı izlediğim Chelsea- Tottenham maçından sonra tarafsız bir gözle baktığımda ben de tıpkı onlar gibi düşünüyorum. Ama bir gerçek var ki Fenerbahçe, ligde Zico'nun yazdığı senaryoyu oynamakta. Şampiyonlar Ligi'nde ise sürprizlerle dolu maçlar çıkarmakta. Bu maç için söylenecek fazla bir şey yok. Üzerinde durulması gereken Semih ve Kezman ne zaman yan yana ilk 11'de sahaya çıkacaklar. İşte bu tüm Fenerbahçeliler için sürpriz olacak. Bu maçta 55. dakikaya kadar sahada olmayan Fenerbahçe için söylenecek çok şey var. Ama malum sonu da hepimiz biliyoruz. Bunu da burada özellikle Selçuk'un bireysel hatalarının, yani çok fazla top kaptırmasına dikkat çekmek gerekiyor.
Beşiktaş maçı zor Kolay olanı yapmak yerine hep zorluyor ve takımını güç durumda bırakıyor. Belki Kasımpaşa gibi takımlar bunları değerlendiremez ama bu hatayı Chelsea maçında yaparsa İspanya'da tecrübe ettiği sonuçtan daha farklısını görmeyecektir. Chelsea maçında önce bence şampiyonluğu belirleyecek Beşiktaş maçı da çok zor geçecek. Umarım Zico, Şampiyonlar Ligi'ndeki futbolcularına sağladığı motivasyonu, Beşiktaş maçında da sağlar ve şampiyonluk virajında bir adım öne geçer.