Yürek var adamda Aybaba, 'Ben Fener'i yeneceğim' diye karar vermiş ve hezimeti göze alarak ilk yarıda iki değişiklik yaptı İlk yarı iki değişiklik yapmak yürek ister. Bu yüzden Samet hocayı alnından öperim. Yürek var adamda
İşte Türk medyasının aczi, zavallılığı bu!.. Her şey bittikten sonra bile olup bitenin farkında değiller ve cesaret edemiyorlar. Bu iki değişikliği yaparak, kendi yanlışlığını mı düzeltti, bilmem; Fenerbahçe'nin oyununu görerek bunu çözecek bir değişiklik mi yaptı, bilmem... Bildiğim bir şey var; bu iki değişikliği ilk yarıda yapmak yürek ister. Bu yürek de Türkiye'deki hiçbir hocada yok. Sırf bu yüzden de Samet hocayı alnından öperim ben. Yürek var adamda...
Hezimeti de göze alarak değişiklik yaptı. Çünkü ikinci yarıda cezalar, sakatlıklar yanlış gelse, bu 2 değişikliği pahalıya ödeyebilirdi, 26. dakikada ve 40. dakikada iki adam değiştirerek... Ama 'Ben Fener'i yeneceğim' diye karar vermiş... Aç bakalım gazeteleri de bana bir yazı göster; 'Hıncal ağabey yanılıyorsun, işte bak' de. Samet'in ne yaptığının farkında olan Türk medyasında adam yok!.. Devre arasında Ümit Kayıhan yorum yaptı. Mesaj attım kendisine... "Sevgili Ümit, ilk yarıda iki oyuncu değiştiren hocadan tek kelime etmiyorsan, orada niye oturuyorsun?" diye. Gerisi palavra... 'O öyle olsaydı da, şu öyle olsaydı da...' Onlar palavra... O yorumları herkes yapar. Sen olsan o iki oyuncuyu değiştirir miydin, değiştirmez miydin, teknik direktör Ümit kardeşim... Bir fikrin olması lazım. Hayır. O zaman niye yorumcu kullanılıyor. Herkesten duyabileceğim lafları, duymak için oraya yorumcu olmaya gerek yok.
FARK YARATMAK YOK Bu yüzden ertesi gün merakla gazeteleri taradım, gazetelerde de yok. Her şey şişirme, her şey yüreksiz, her şey sıradan!.. Kimse bir fark yaratmayı düşünmüyor. Türk futbolunun bugünkü aczinin sebebi, Beşiktaş'ın yediği o gollerin sebebi, Galatasaray'ın yediği o gollerin sebebi, spor medyasıdır. Korkak ve tabelacı medya. Cevap versinler bana... Bundan daha ağır bir itham olur mu? Cevap versinler... Trabzon'dan sonra Beşiktaş yönetiminin de ibra edilmeyeceği şeklinde bir endişe vardı. Ancak Demirören mali kongreyi sorunsuz geçti. 'Pembe kazak' giyen birisi olarak Beşiktaş üzerine fazla konuşmamam lazım!!! Galatasaray'ın borcunun 223, Beşiktaş'ın borcunun 90 milyon YTL olduğu ortaya çıktı. Fenerbahçe'nin de 90 milyon YTL civarında. Bu borç miktarları normal midir? Bu borçlar şu; Özhan Canaydın gibi kendisini istemedikçe hiçbir başkan görevi bırakmaz. Başka cevabım yok.