Kan, el, ıska... İlklerden bahsedelim bugün... Maçın ilk şutu 55'inci saniyede Bobo'dan geldi... İlk hatalı kararı da aynı anda hakem Müftüoğlu'ndan... Rakibe çarparak kornere giden topa aut diyen Müftüoğlu, ardından vermediği penaltı, verdiği ters kararlar ve kestiği gollük ataklarla maçın seyrini değiştirmek için çok uğraştı ama başarılı olamadı. İlklere devam... Maçın ilk 15 dakikası kapalı tribünün önünde; Beşiktaş'ın sol, Denizli'nin sağ kanat oyuncuları arasında geçti. Bu periyotta iki takım da ne isabetli bir orta yapmayı, ne de kaleyi tutan bir şut atmayı başarabildi... Maçın ilk 'kan'ı da 15'inci dakikada Süleyman Görgün'ün burnundan aktı.. Neyse ki devamı gelmedi...
Erman bile şaşırdı! Maçın ilk golü 19'da Latin Dansı eşliğinde atıldı... Bobo sağ kanatta topla buluştu.. Genç sambacı, ceza sahasına giren Delgado'yu gördü... Arjantinlinin çıkardığı topta ise bu kez tecrübeli sambacı Ricardinho sahneye çıktı ve tek vuruşla topu kalecilerin uzanamadığı nokta olan iç yan ağlara göndererek hem Tigana'yı hem İnönü'deki binlerce taraftarı rahatlattı... Maçın ilk "Ceza sahası içinde elle oynamak serbest" kararı 27'de verildi. Nobre'nin kafa vuruşunu elle keserek mutlak bir golü önleyen Erman'dı... Onu "Eyvah, oyundan atıldım galiba" stresinden kurtaran ise hakem Kuddusi Müftüoğlu oldu... Maçın ilk ıskası 30'da "Seviyoruz seni Baki Mercimek"ten gelirken, maçın ilk "muz ortası" da 33'de sahanın en çalışkan ismi Koray'dan geldi. Bu pozisyonda kafasını kullanamayan Bobo; karşılaşmanın ikinci, kendisinin ise ligdeki 8. golünü 46'da filelere göndererek Beşiktaş'ı maç fazlasıyla ikinci sıraya yükseltti. Rico'lu, Bobo'lu, Delgado'lu, Nobre'li Beşiktaş'ı yenmek artık çok kolay görünmüyor... Geri kalanlar mı? Onlar tek tek bu takımın görünmeyen yıldızları... Uzaktan parlamıyorlar ama yakından bakınca ışıl ışıllar...