İnfaz yok Hayırlı uğurlu olsun... Yıldırım Demirören, tek aday girdiği ve kazandığı seçimin ardından siyah- beyazlı camiaya üç yıl daha başkanlık yapacak. Geçmiş dönemde yaptığı hatalardan gereken dersleri çıkarttıklarını söyleyen ve sürekli olarak "tek yumruk" olmalıyız mesajı veren Yıldırım Demirören ile yönetimine, yeni görevlerinde başarılar... Camianın 18 kişilik yeni yönetim listesi hakkındaki eleştirilerine kulak asmamak elbette mümkün değil... Ama icraatlarına bakmadan yargısız infaz yapmanın da doğru olmadığı kanaatindeyiz. Bakacağız, göreceğiz. Geçelim maça... Bir yanda Süper Lig'de oynadığı son 4 lig maçını kaybetmeyen Beşiktaş, diğer yanda ise deplasmanda oynadığı son 4 lig maçını kazanamayan Vestel. Bu istatistiğe bakarak maçın mutlak favorisinin Beşiktaş olduğunu söylemek hiç de yanlış olmaz. Kadrosunu üç yeni takviyeyle güçlendiren konuk ekip iyi konsantre olmuş. Vestel, sezonun ilk maçında olduğu gibi kazanmak, Beşiktaşlı futbolcular ise hem rövanşı almak hem de yeni yönetimlerine üç puanlı merhaba demek istiyordu.
Fahri'ye hoca lazım! 90 dakika sonunda istediğini elde eden taraf Beşiktaş'tı. Daha doğrusu Beşiktaş'ın yabancı oyuncularıydı. Üç golle patlayan Nobre mi, iki asistle coşan Bobo mu, bir asist ve futbol resitaliyle yıldızlaşan Ricardinho mu, ara paslarıyla arkadaşlarına sayısız fırsat yaratan Delgado mu daha iyiydi derseniz; yanıt vermekte zorlanırım. Bayan destekli tribün coşkusunu arkasına alan siyah-beyazlıların bu maçı kazanmak için sahaya çıktıkları her hallerinden belliydi. Herkes işini disiplinli yapıyor, birbirlerinin hatalarını kapatıyor, egoistlik yapmıyor, maçın adamı olmak için değil maçı kazanmak için savaşıyordu. Runje'den Nobre'ye saha içinde aksayan tek Beşiktaşlı göremedim. Sadece Fahri'ye söyleyecek bir söz bulamıyorum. Tam şans buluyor, bu kez şanssızlık yakasını bırakmıyor. Bir kurşun döktürtse rahatlayacak aslında ama, iyi bir hoca bulamıyor galiba!