Kazandıııık! Maç öncesinde yapılan, "Fener rahat kazanır" yorumları dün akşam Kadıköy'de yerle bir oldu dersek yanlış olmaz. Haa, Beşiktaş'ın kazanacağını düşünüyor muyduk; buna da evet dersek yalan olur... Taraftarların yaptığı "Bu son şansınız" baskısı mıdır, Tigana'nın "Sonuç ne olursa olsun ben buradayım, ama siz kendinize dikkat edin" söylemi midir, bahis sitelerindeki galibiyet oranlarının (Fener 1.60, Beşiktaş 4.25) ortaya çıkardığı küçümseme duygusu mudur bilinmez; siyah-beyazlılar derbiye farklı motive olmuşlar. Nobre'nin sahaya kaptanlık pazubandı ile çıkması dışında ilk yarıdan aklımızda kalan en önemli enstantene; Lugano'nun İbrahim Üzülmez'in omuzuna attığı uçan tekmeydi. Hakemin buna kart çıkarmamasına F.Bahçeliler bile şaşırdı doğrusu.
Koca derbi, 4 pozisyon Sert ve daha hareketli geçen ikinci devrede sahada gerçek bir derbi izledik. Çizgi üzerinde yakalanan toplar, sedyelik olanlar, bol bol çıkan kartlar.. Ancak bütün bunlara rağmen iki büyük takımın da başaramadığı tek şey vardı, gol atmak... F.Bahçeliler'den daha fazla ilgi isteyen Tümer'in saha içindeki agresifliği yine başroldeydi. Kendisine faul yapan ve ardından özür dileyen Burak Yılmaz'a, on dakika sonra sakatlarcasına çift dalan Tümer'i "sadece Tanrı mı yargılar" bilemem ama bir an önce günah çıkarsa iyi olur! Saracoğlu'nda iki kez "Ahhh" sesleri yükseldi. Biri Deivid'in sayılmayan golünde, diğeri Ricardinho'nun şutunda Volkan'ın çizgi üzerinde yakaladığı topta... Koskoca derbi, topu topu 2 net pozisyon, paylaşılan birer puan... Şu anda Ümraniye ve Samandıra'daki durumu bilemiyorum ama Florya'daki sevinç çığlıklarını duyar gibiyim...