Beni Zindanlara Atmayın

Kral bir gun ruyasında tum dişlerinin dokulduğunu gorur. Morali bozulan kral saraya bir ruya yorumcusu cağırır ve gorduğu ruyanın anlamını sorar. Yorumcu ruyayı dinler ve endişeyle; "Kralım dişlerinizin dokulmesi tum ailenizi kaybedeceğiniz anlamına gelir" der. Bunu duyan kral cok ofkelenir ve tabirciyi zindana attırır. Huzuruna başka bir ruya yorumcusu cağırtır. Yeni gelen ruya yorumcusu da kralı dinledikten sonra der ki; "Kralım size iyi bir haberim var. Siz ailenizin en yaşlısı olacaksınız, aile fertlerinden uzun yaşayacaksınız." Kral bu cumleleri,bu yorumları duyunca cok sevinir ve ruya yorumcusunu altına boğar. Tam ruhuna ve kulağına gore laflar almıştır. Saray erkanı bu duruma anlam veremez. İlk gelen ruya yorumcusu da aynı şeyleri soylemesine rağmen zindana atılmış,diğeri ise servete gomulmuştur. Bizde tabir yok ama yorum cok oluyor. Ne altına gomulmek ne de zindana atılmak istemiyorum. Gerceklere ihanet etmemek adına yine doğru gorduğumu konuşacağım. Hem de kendi ağızımla! Bugun Fenerbahce adına resmi sezonu acıyoruz. İsvicre'de Lugano ile oynayacağız. İlk macı bilmem ama turu kesin geceriz. Bu sezon baştan konuşalım istedim. Sonra kızma,darılma olmasın diye. Ben ve benim gibiler bir takıma gonul verebiliriz ama asla amigo ruhlu olamayız. İyi olsun diye bir cok eleştiride bulunabiliriz. Menfaatsizce,dostca… Yeri geldiğinde buğdayın kıtlığından,yeri geldiğinde ambardaki farenin cokluğundan bahsedebiliriz. Asla art niyet olmaksızın…Temelde care bulmak benim işim,teselli vermek başkalarının işi olsun… İnsan yaptığı şeydir,yapacağını soylediği şey değil.