Menemen!
Ezeli rakipleri yıldız bolluğu içinde yüzerken, düştüğü parasal yokluktan "feda" ile, kurtulmaya çalışan Beşiktaş'ın, ilk yarıyı 30 puanla liderin ensesinde bitirmesi, tarihe geçecek büyük başarıdır! Bu başarının baş mimarı Samet Aybaba'dır.
Büyük alkış...
Şunun için büyük alkış: Kadrosu kısıtlı, genç ve deneyimsiz olmasına karşın Aybaba, "menemen" ziyafetiyle ekibine "takımdaşlık ruhu"nu aşıladı, motive etti.
Bu yöntemle artı, çok çalışma ve yürekten oynama ile "düşük pas yüzdesi"nin neden olacağı kaybı en aza indirdi. Dahası; takımın çok gol pozisyonuna girdiğini, çok da gol (38 golle en çok gol atan takım) attığını, bu başarıyı hızlı atak, yüksek tempoyla yakaladığını söyleyebiliriz.
Beşiktaş'ın dikkat çeken en önemli yönü; rakip kaleye dinamik çok adamla yüklenmesiydi.
Her güzelin bir kusuru olur!
Beşiktaş'ın kusuru; alttaki takımlar kadar gol yemesiydi!
Fedakârlık yapmak
En çok gol atan takım olmasında en etkili ayaklar, Fernandes ile Oğuzhan'dı. Fernandes'in kalitesi; menşeinin dünya futbolunda yeri olan Portekiz olmasıydı.
Oğuzhan'ın doğuşu ise ilginç.
Hollanda'da dünyaya gözlerini açan Oğuzhan (20), futbol eğitimini Arsenal alt yapısında aldı, Beşiktaş'ta patlama yaptı!
Aybaba'yla tırmanışa geçen, bir başka deyişle, 'yeniden doğan' Holosko idi. Şöyle ki:
Aybaba, takımının güç, kalite ve becerisini bilerek; rakibin üstüne gelmesini ister. Bu tuzağa düşürdüğü rakibini hızlı adamıyla vurur.
İşte bu oyun planına Holosko çok uygundu. Slovak yıldız, küstürülmüş, dışlanmış, moralini yitirmişti!
Ama Aybaba, Holosko'yu tanıyor, oyun özelliğini biliyordu.
Geniş ve boş alanda kaçıp gitmeyi seven Holosko, Aybaba'nın verdiği şansı iyi kullandı.
Goller attı, attıkça yeniden doğuşunu ilan etti, Aybaba'nın vazgeçilmezi oldu!
Paragöz Q7 dışlanmasaydı, "feda"cı Holosko yeniden doğar mıydı?
Yanıt: Parayla saadet olmaz!
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.