İkisine de yakıştı
Göztepe ile Eskişehirspor'un ligi ilk 2'de bitirip Süper Lige çıkmak varken play-off'ta final oynayabilmeleri, 1965-1970 yılları arasında Türkiye bir yana Avrupa'da fırtınalar estiren bu güzide iki takımın şimdiki pozisyonunda doğrusu içimizi acıttı.
Göz-Göz'lerle, Es-Es'ler, Üç Büyüklerin esamesinin okunmadığı yıllarda Yaşlı Kıtadaki başarılarının yanısıra, Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlık Kupalarını kazandılar.
Ama zaman, işi sağlam temele oturtmazsanız öğütüyor, gerileme devrini başlatıyor. Maalesef Antalya'daki finalde sadece birisi gülecekti ulu çınarların.
Tadı tuzu kaçırdılar
Tam, müthiş bir final izlemeyi beklerken taraftarların tatsız, tuzsuz eylemleri ile karşılaştık. Ali Palabıyık'ın başlama düdüğüyle birlikte stadı meşale yağmuruna tuttular, maçı 28 dakika kesintiye uğrattılar. Maçı geç başlatmanın onlar için bir yararı yoktu ama futbol zevki yaşamak değil, içsel eylemle kendini tatmin önemliydi. Ya hakem stadı boşaltma kararı alsaydı. Yazık değil mi otobüslerde yaptığınız çileli yolculuğa, yüzlerce kilometrelik cefaya.
Final, iki tecrübeli hocanın, Mustafa Denizli ve Yılmaz Vural'ın bir satranç maçı şeklinde geçti. Vural, Erkan Zengin, Ofoedu ve Bruno'ya, Denizli de Jahovic ve Umut'a önlem almaya çalıştı. Oynanabildiği sürede gerçekten çok kaliteli bir mücadele oldu. İkinci yarıda Göztepe bastırırken Erkan Zengin çıktı sahneye ve nefis bir aşırtma topla Ofoedu'yu buluşturdu. Vural'ın oyuncu değiştirmek için 85 dakika bekleyip 3 oyuncu birden sokmasını anlamak da zordu. Jahovic yine de klasını konuşturdu ve harika golüyle işi uzatmaya taşıdı. Penaltılara kalan maçta Boffin'i favori gösterenlere Günay harikalar yaratarak karşılık verdi ve Göztepe Süper Lige çıktı.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.