Tek taraflı yönetiyorlar
* Galatasaray, Kardemir Karabük'ü de farklı mağlup ederek üst üste 9. galibiyetine imza attı. Maç başında verilen pozisyonlar vardı.
Ancak Karabük bunları değerlendiremedi, ardından da Galatasaray'ın golleri geldi. Sarı-kırmızılı takımın futbolunu nasıl buldunuz? Mabiala'nın kırmızı kartıyla ilgili ne düşünüyorsunuz?
Galatasaray 5-1'e rağmen yine bedava kazandı. Ama Fatih Terim, büyük bir cesaretle, yürekle, teşhisi koydu: "Bu skor kimseyi aldatmasın." İlk yarı 2-0 Karabük lehine bitebilirdi. Akla hayale gelmez goller kaçırdılar. Üç gün evvel, Türkiye Kupası maçında, Süper Lig'e göre üçüncü lig takımına 7 net pozisyon verdi Galatasaray!.. 'Efendim Galatasaray yedeklerle çıkmıştı!' Yedek falan değil... O takımda oynayan herkes bu sene Galatasaray'ın as takımında yer almış, oynamış isimler. Ankaragücü A2 takımı falan değil... Hepsi A1 takımının oynamış futbolcuları... Maçın kahramanı da Galatasaraylı Ufuk!...
SAĞLAM ŞİKAYET ETTİ
Karabük maçının 5-1 bitmesi bir şey ifade etmiyor. Bir defa penaltı tartışılır... Hakemin ikinci sarıdan kırmızı kart çıkarmasına hiç itirazım yok. Aynen Fener maçında olduğu gibi...
Hakemler Galatasaray'ın, Fener'in rakiplerine kolaylıkla çıkardıkları kartı, Galatasaray ve Fenerbahçe'ye çıkartamıyor.
Benim itirazım bu...
Aynı kırmızı kartı, aynı dakikada Galatasaraylı bir futbolcuya ikinci sarıdan gösterebilir miydi?' diye düşünüyorum 'Evet' diyemiyorum.
Çünkü Karabük maçında benzer pozisyonlarda Galatasaraylı oyunculara çıkmayan kartlar var.
Sarı kartlar doğru çıkıyor itirazım yok. Ama küçük takımlara bu sarı kartlar çıkarken, büyük takımlara niye çıkmıyor! 'Efendim, görmedim!' 'Efendim süzemedim!' Yok ya!.. Çatladıkapıspor'u görüyorsun, süzüyorsun, Fener'i, Galatasaray'ı süzemiyorsun.
Külahıma anlatsınlar.
İşte Ertuğrul Sağlam... Türkiye şampiyonu olmuş Bursaspor'un hocası, Beşiktaş maçından sonra aynı şeyden şikayet ediyor. "Niye bu maçlar tek taraflı yönetiliyor" diyor.
Yusuf Namoğlu bilsin; hakemleri maçları tek taraflı yönetiyorlar.
Çaldıklarında, gösterdiklerinde pek hata yok. Ama yanlışı bilerek, isteyerek çalmadıkları ve göstermedikleriyle yapıyorlar ve büyük takımları böyle tutuyorlar.
YANLIŞI GÖBEKTE YAPTI
* Terim, sağ bekte Ujfalusi'ye, stoperde Servet'e görev verdi.
Oradaki tercihi niye Servet'ten yana kullanıyor anlamıyorum.
Üçüncü küme takımına verilen yedi pozisyonun, dördünün sorumlusu, hatta asistçisi Servet... Buna rağmen Servet ilk 11'de sahaya çıkıyor, Servet'ten iki misli daha iyi oynayan Gökhan Zan kadroda bile yok! Galatasaray'da 10 sene oynayabilecek Ceyhun Gülselam, kenarda oturuyor!
Galatasaray'ın o kadar çok pozisyon vermesindeki yanlış Ujfalusi'nin sağ bekte oynaması değil; yanlış göbekte doğru tercih yapılmaması...
Hocamın bir bildiği vardır.
Kazım'da ısrar ediyor. Diyorlar ki Galatasaray, Karabük'e karşı 11-10 oynadı. Hayır. Galatasaray hiçbir maçını 11 kişi ile oynamıyor. Bir defa Kazım'ı gördüğün anda 10!..
Milan Baros da nereden bakarsan bak Jardel gibi... Golün dışında bir şey yaptığı yok. Bir de yutturup frikik alıyor, penaltı alıyor. Onun dışında işe yaramıyor. Galatasaray her maçında 9 kişi falan oynuyor.
KAFADAN ŞÜPHE EDİYORUM
* Milan Baros, "Karabük karşısında Elmander ile çok uyumluydu. Asistler yaptı, daha verimliydi" diyecektim.
Bu benim 3B'lerim kafalarını değiştirmedikçe ben bunlara 'Futbolcu' demem. Burak giderek daha etkili oynamaya başladı. Asistler de yapıyor. Eskisi kadar egoist değil.
Batuhan'a, Burak'a ve Baros'a fair- play'i öğretemiyor hocaları... Üçüne de... Bunlar penaltı, frikik aldılar mı, ben kafadan şüpheleniyorum, pozisyonu görmeden...
Bunlar çünkü sahaya rakibi eksiltmek için çıkıyorlar. Çok ayıp bir şey...
Meslektaşlarının ekmek parasıyla oynuyorlar. O adamın kırmızı kart görmesi, 'bir maç sonra oynamaması' demek. Türkiye'de ücretlerin çoğu maç başına...
Türkiye'deki kazançların üçte biri primlerle alınıyor.
Bir maç oynamamak çok önemli bir şey...
Bir insan, bir meslektaşını, hakemi aldatarak nasıl attırabilir? Bundan nasıl zevk alır? Bunu yaptığı zaman nasıl kendini adam zanneder?
Ben Fatih Terim'in, ben Şenol Güneş'in, ben Ersun Yanal'ın yerinde olsam 'Önce adam olun, yoksa sizi oynatmam' derim. Bunlar Galatasaray, Trabzon ve Eskişehir formasını giymeye kafa olarak uygun değiller. Ahlaklı olacaksın, fairplay olacaksın.
HEMEN ALIRDIM
* Galatasaray'da Ronaldinho ekseninde sürpriz bir tartışma yaşandı. Terim, 'Ronaldinho'yu istemediği' şeklindeki haberin basına sızmış olması nedeniyle yönetime tepki gösterdi.
Fatih Terim, Ali Dürüst ve Abdurrahim Albayrak'ı hedef almıyor. "Sadece Dürüst ve Albayrak ile konuştum bu konuları...
Bu haberler nereden sızıyor?" deyince sanki 'Fatih Terim, Albayrak ve Ali Dürüst'ü şikayet etti' gibi algılandı. Şikayet etmez çünkü Fatih Terim'i oraya getiren Ünal Aysal veya bir başkası değil. Ali Dürüst ile Abdurrahim Albayrak...
Ama böyle manalar çıkarmak bizim Fenerbahçe medyasının hoşuna gidiyor!
* Terim'in sözleri de böyle anlamaya müsait gibiydi.
Tabii Fatih Terim orada çok kısa konuşuyor.
Kısa konuştuğu zaman da bu yorumu gayet güzel yapıyorsun. 'Ben bu konuyu düşünmek için 24 saat süre istedim. Ali Dürüst ile Abdurrahim Albayrak'ın dışında kimse ile konuşmadım.
Bunlar da benim için sağda solda laf etmezler' anlamında söylüyor.
Yani 'Bunlar benim yakın görüştüklerim.
O zaman bu laflar nereden çıkıyor. Sallıyor medya' diyor. Fatih Terim'in gerçek söylediği bu... 'Medya sallıyor!' Medya hakikaten sallıyor.
'BU ÜLKE' DİYE YAZIYORUM
Arda'nın laflarını nasıl çarpıttıklarını gördük! 'Bu kulüp' diye söz etmek Galatasaray'ı aşağılamak mı? Ben her yazımda, 'Bu ülke' diye yazıyorum. 'Bu ülkede trafiğe çıkmayacaksın. Bu ülkede kayak yapmayacaksın.
Bu ülkede maça gitmeyeceksin.' Bunlar Türkiye'ye hakaret mi oluyor? Bu anlattıklarım Yunanistan'da mı, İngiltere'de mi oluyor; Türkiye'de oluyor. Kendi ülkemi eleştirmeyecek miyim?
Galatasaray Kulübü, Bülent Korkmaz'a 'Kendine kulüp ara' demedi mi? 6 ay adam, inat edip, PAF takımı ile idmanlara çıkmadı mı? O inatla Galatasaray'a gelip, yeni bir başlangıç yapmadı mı, milli takıma yeniden seçilmedi mi? 2000 yılında UEFA Kupası'nı kaldırmadı mı? Bülent'e jübile yaptılar mı?
UEFA Kupası'nı havaya kaldıran futbolculardan hangisinin jübilesi var? Hagi başta... Hangisi Galatasaray'dan layık olduğu şekilde, vedalaşarak ayrıldı. Bunları söylemeyecek miyiz?
Galatasaray'ı eleştirmek en evvel, Galatasaray'ı sevenlerin görevi... 'Daha iyi olsun' diye... Ama Galatasaray ile Arda'nın arasını açmak için uğraşıyorlar. 'ultrAslan' denen grup da bunlar arasında!..
Adamın kız arkadaşını bahane ederek tribünlerden Arda'ya sövenler ve Arda'nın gönül bağında yara açanlar yine iş başında... Arda'yı sövenler Arda'nın onda biri kadar Galatasaraylı mı acaba? Arda'nın nasıl Galatasaraylı olduğunu ben biliyorum. Benim kadar Galatasaray'ı eleştiren var mı Türkiye'de?
* Arda tepkiler üzerine 'Galatasaraylılığını kimsenin tartışmaması gerektiğini' söyledi.
Ben Arda'nın yerinde olsam açıklama falan yapmazdım. 'Lanet olsun' derdim.
Çünkü o açıklamayı aynı adamlar, 'Tükürdüğünü yaladı. Biz tükürdüğünü yalattık' diye yorumlayacaklar.
* Yalan değil, bu tür yorumlar çıktı.
Ben biliyorum. Adamlar ufak adam çünkü... Adamlar maksatlı... Bir Fener medyası var. Bir de bu medyanın etkisinde kalan ve kendini Galatasaraylı olduğunu sanan gafiller var.
* Ronaldinho gelse kötü mü olurdu?
Fatih Terim, 'Ben bu işi bir düşüneyim' demekte yerden göğe haklı... Madalyonun iki tarafı var. Ben sana ne diyorum; şu oynayan Galatasaray takımı, sıradan bir takım. Ben bu takımdan hiç kimseyi seyretmek için maça gitmem. Ben Galatasaraylı olduğum halde Lefter'i seyretmek için maça giderdim. Can Bartu'yu seyretmek için maça giderdim. Baba Recep'i seyretmeye maça giderdim.
Hem de Ankara'dan İstanbul'a giderdim.
Şu Galatasaray'da herhangi birisi bana seyretme hevesi vermiyor. Karabük maçında sahaya çıkan Galatasaray'da haftaya Eskişehir maçında hangisi oynamazsa, 'Vay şunun eksikliği çok fazla hissedilecek' diyeceğin bir isim söyle bana...
Muslera dahil... Ufuk onun yerini nasıl doldurduğunu gösterdi.
Bir tane... Bana, 'Şu olmazsa yandı Galatasaray' de... Böyle bir adamı yok Galatasaray'ın...
Madde 1: Galatasaray'a büyük futbolcu lazım.
Madde 2: Seyirciyi heyecanlandıracak, tribüne çekecek bir futbolcu lazım.
Benim Galatasaray'da seyredebileceğim birisi yok.
Oysa Ronaldinho, tribünleri coşturabilir.
Adam futbolun efsanelerinden birisi çünkü... 'Efendim artık eskisi gibi değil.' Hagi de öyleydi, Popescu da öyleydi, Taffarel de öyleydi. Madalyonun bir tarafı bu...
TAKIM İÇİ DENGELERİ BOZAR
Madalyonun ikinci tarafı, Fatih Terim'in haklı olduğu taraf da şu: Gelen adam kulüp içindeki dengeyi bozmamalı...
Fatih Terim bunu çok iyi bilir. Onun futbolculuğu sırasında da bir takım adamlar mevcut rayici katlayan rakamlarla transfer olmuşlardı ve bu transferler 'Galatasaray'a nasıl yansımıştı' çok iyi bilir. Türkiye'de yansımalar böyledir. Bir adam takımın iç dengelerini bozuyorsa o takıma faydadan çok zarar verir. Terim bunu yaşayan birisi...
Galatasaray'ın, Ronaldinho gibi bir isme ihtiyacı var. Ama takımın 20 milyon euro'ya yakın bir fiyatı sindirmesi mümkün değil. Neden?
Diyelim ki 'Yarın sıcak para sıkıntısı oldu.
Maaşlar ya da primler 10 gün gecikti.' 'Buna 20 milyon euro vermeyi biliyorlar, benim maaşımı vermiyorlar' denilecek!
Yoksa Ronaldinho, Türkiye'de hiçbir hocanın 'Ben istemiyorum' diyeceği bir adam değil.
Ben Galatasaray'ın sponsorlarından biri olsam hemen alırım. Çünkü bu transfer dünyanın ilgisini çeker. 'Vay Ronaldinho nereye gidiyor?' diye...
SARI BAŞ KESİLİR Mİ?
* Galatasaray transfere Yiğit Gökoğlan ile başladı. Taraftarın beklediği flaş isim değil ama geleceğe yatırım olarak değerlendirilebilir mi?
Bilemiyorum. Ceyhun Gülselam'a şans vermeyen, Çağlar'a şans vermeyen ki Galatasaray'da bunların yerine oynayanlar dökülüyor, Yiğit Gökoğlan'ı acaba nerede oynatır, nasıl oynatır? Bu sevgili sarı baş Kazım kesilir mi; bilemiyorum!
Yiğit Gökoğlan benim açımdan biri soru işareti... Yani Fenerbahçeli Semih gibi girdiği son 10-15 dakikada olağanüstü işler yaptığını hatırlıyorum Manisa'da... İlk 11'de sahaya çıkıp da takımı 10 kişi bıraktığını da hatırlıyorum. Yok! Yani Galatasaray'ın devre arasının flaş transferi Yiğit ise yandı gülüm keten helva.
Röportaj : Bülent CAN
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.