05 Mart 2024 | Salı

Araf!

Derbi bitmiş, Galatasaray Kulübü'nün sosyal medya hesaplarından 18 saniyelik bir video paylaşılıyor. Tüyleri yolunmuş bir kartal, sarı lacivert bir salıncakta "inleyen nağmeler" şarkısını dinliyor. Yüzyıllık büyüklüğe bakın, ezeli rekabetin ve asaletin hangi boyutlara geldiğine! Ezeli rekabete ebedi rezalet! Beşiktaş taraftarını bahane etmek başka şey, kulüp olarak böyle videoya mühür basmak başka şey. Bu sezon tehlikeli oyunlar oynanıyor, eğer Galatasaray-Fenerbahçe finali "şampiyonluk maçına" dönüştürülürse, olanları olacakları düşünmek bile istemiyorum.

Futbola gelirsek, Fenerbahçe'nin Hatayspor karşısındaki galibiyetini "deplasmandaki bir takımın duygularını 3 puan anlatır" diyerek özetleyelim. Sezon başı futbolun izlerini bulduğumuzu da inkar etmeyelim. Özellikle ilk yarıda öndeki baskının şiddetinde Szymanski'deki "diriliş" dikkatimi çekti. Bir adam bazen çok şeydir, sezon başındaki Szymanski'nin kaybolduğu maçlarla kaybedilen puanlar arasındaki yakın ilişki de inkar edilemez.

Dar alanda sol ayak gösterisi yapmayı hüner sayan Tadic'in "geniş alana" hükmetme yeteneği bu defa dışa vurdu. Varoluşun neticesi de skora etkisiyle karşılık buldu. Kayserispor maçından sonraki travmayı atlatan Mert Hakan Yandaş'ın futbola dönüşünü de takdir ediyorum. Sistemin dokusuna uygunluğunu bozmayan tek adam her zamanki gibi Ferdi Kadıoğlu. Helal olsun diyorum!

Galatasaray, Beşiktaş maçında futbol da yoktu hakem de. Teknik direktör Fernando Santos'un "harika seyirci" olduğu maçın gidişatında Galatasaray ne isterse o oldu. Galatasaraylı birine "sahadan çıkmasını istediğiniz ilk futbolcu kim olurdu?" diye sorulsa tek cevap; "Rashica" olurdu. Böyle bir teknik adamla Beşiktaş gelecek sezona hazırlanıyorsa yandığının resmidir.

Halil Umut Meler, Ankaragücü Başkanı'ndan yumruk yediği zaman hepimizin adalet adına yanında durduğumuz hakem. Cenk Tosun'a yapılan penaltıyı da vermedi İcardi'ye yapılanı da. Böyle bir durumda Halil Umut Meler'in yüreğimizdeki adalet davası kendiliğinden düştü, gözümüzden düşmesi de caba! Böyle adamlarla hakemlik mesleğinin saygı göreceğini düşünen kaldı mı acaba? Not; Bazı hakemlerin "ağzını arayın" düdükten başka şeyler de bulabilirsiniz.

Eskiden ayıp olan şeylerin şimdi gurur sayıldığı bir zaman tünelinden geçiyoruz. "Futbola bu kadar sevgisizliği ve nefreti kim getirdi?" diye sorduğumuz zaman, en çok yöneticileri ve mafya kılıklı kabadayı teknik direktörleri işaret ederiz! Medyada gerçeklerin tarafını tutanlarla başkanların defterini tutanlar arasındaki farkın günümüze yansımasıdır bunlar. Her türlü çirkinliğin cirit attığı sosyal medya mezbahalarına karşılık, dilimizle kapattığımız mektup zarfları geliyor gözümüzün önüne. Ne kadar temizdi o yıllar.

Yarınlar kefenlendi. Görünen o ki adalet zarafet ve asalet kombinasyonu futbolumuzda bir daha asla gerçekleşmeyecek. Oysa her meslekte hayatı terbiye eden vicdandır. Futbol; asalet ve adalet adına içi içini yiyen adamlarla güzeldir, sahaları cinayet mahalline çevirmek isteyenlerle değil. O yüzden asıl mesaj son paragrafta!

"Bu dünyada şerefle bitirilmesi gereken en ağır ödev hayattır. Rakip olarak karşı tarafta olsa da herkes aynı Araf'ta."

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.

GÜNÜN DİĞER YAZARLARI

SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor