Öğretmenler Günü!
Bir öğretmenden kerrat cetvelini ezberlemeyi, ahlakı dürüstlüğü öğrenebilirsiniz, düşeni kaldırmayı, küçükleri sevip büyükleri saymayı. Bir çiftçiden toprağın bereketini, görmüş geçirmiş yaşlı bir insandan bilgeliği. Namuslu bir balıkçıdan balık tutmayı, kaçak avlanmamayı ve ağlara takılan küçük balıkları denize geri göndermeyi. Ahlaksız adamlardan edepsizliği öğrenebilirsiniz, sövmeyi, her köşe başında çete kurmayı, bankaları hortumlamayı ve sosyal medyadaki trolleri beslemeyi. Bu demektir ki en çocuklarınız için en tehlikeli mürebbiyeler futbolun içindedir. Futbolcu, yönetici ve teknik adam kılığında!
Bugün Öğretmenler Günü. Öğretmenlerin yüreklerindeki güzellikler çocukları ömür boyu ayakta tutacak olan güzelliklerdir. Öğretmenlerin harcı emektir, çocuklara düşen de o emeklerin karşılığını "hal ve gidişin pekiyi" olmasıyla geri ödemektir. Buna sosyal terbiye denir. Ama çocukların okullarda ve evlerinde aldıkları eğitimi yok eden bir futbol dünyası vardır ve çocukların berbat ilham perileriyle bedeller ağır ödenir! H H H
Öğretmenlerine futbolcular ve teknik adamlar kadar değer verilmeyen bir ülkeyiz. İmparatorlara kul olan bir futbol medyasında çocukların pul kadar değeri yoktur. Neyin vardır? Paranın ve avantanın! Bizler serveti onuruyla ölçülen futbolcular dönemini gördük, teknik adamların hasını gördük, yöneticilerin adam olanını! O yıllarda hiçbirimiz depresyon ilacı tanımadık psikolojik tedavi nedir bilmedik. Ayağımızdaki yırtık pabuçlarla bile aramızda hiçbir sosyal farklılık hissetmedik. Ve küfür etmedik rakip takımlara!
Kalbe sığmayanlar futbol sahasına da sığmaz! Çocukların masum düşleri okullarda ders olarak okutulsaydı, en büyük darbeyi o düşleri yok eden yöneticiler, futbolcular ve teknik adamlar alırdı kuşkusuz. Gerginliğin ipine un seren, rakip takım çocukları arasına nefret tohumları ekenlerin çocuklarımıza öğrettiği tek şey düşmanlık! O yüzden eskisinden hızlı yaşlanıyor çocuklar. Anneleri televizyon dizilerinin, babaları maç yayınlarının karşısında kendilerinden geçerken, işin acı yanı onlar da bu durumdan hoşlanıyorlar!
Benim maziye düşkünlüğüm sebepsiz değil. Teknolojiyle ve sosyal medyayla ancak kirli çamaşırlar kurutulur, ambalajlanır. Ahlakın ve dürüstlüğün bayrağını dalgalandırmak hala nostaljinin işi. Çünkü nostaljide kolay kazanç ve zorbalığın getirisiyle beslenmek yoktur. Çocukluğumuzda asil futbolculardan, haysiyetli teknik adamlardan ve öğretmenlerimizden öğrendiğimiz anlamlı bir gerçeğimiz vardır. "Adaletin ve asaletin özne olduğu oyunlarda hiçbir perde alkışsız kapanmaz!"
Lisedeki onurlu öğretmenlerimden biri "gelecekteki tehlikeyi işaret ederken, geçmişin güzelliklerini hatırlat" demişti. Ben de öyle yapıyorum, o yüzden geride bıraktıklarımı asla terk etmiyorum. Ama saygının ceketinden düğmeler eksiliyorken, çocukları birbirine düşüren yöneticiler, futbolcular ve teknik adamlar çocuklarımızı uçuruma sürüklüyorken, Öğretmenler Günü'nde bile yazdıklarımın hükmü yoktur.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.