Taraftar kandırıldı

Kupaların ruhunda sürpriz vardır. Ama ilk turda bir anda hepsinin gerçekleşmesi bunu tesadüf olmaktan çıkartıyor. Bir çok neden olabilir. Birincisi; yönetici ve teknik adamların umursamazlığı, ciddiyetsizliği ve mensubu oldukları takımın ilkelerini kavrayamamalarıdır.
Aziz Yıldırım diyor ki; "Kupada zarar ediyorum, maç başına verdiğim paralar kazandığımdan daha fazla."
Durumun vahametine bakın.
Şampiyonluklar kazanmak için kurulmuş, tüzüğünün birinci maddesinde"Orduya asker yetiştirmek" yazan bir kulübün başkanı kupa için yapılacak mücadeleyi parayla kıyaslıyor.
Demezler mi o zaman adama, "25 bin kişi bu kombineleri niye alıyor, Fenerium'dan alışverişi niye yapıyor, yayın gelirlerinden bunca para niye veriliyor?" Sanki oynadığı maçlardan hiç hasılat almıyorlar, hiç para kazanmıyorlar.
Aziz Yıldırım şimdi fahiş fiyatlara kombine sattığı taraftarlarına sadece 17 maç taahhüt etmiş oldu. Bunun bir tanesi de cezayla gitti, geriye kaldı 16 maç. Madem paraya bu kadar meraklı, onun vaatlerine kanıp Fenerbahçe'yi seyretmek için dünya para sayan kombine sahiplerine ne diyecek?
Galatasaray tam bir facia.
Kadro mühendisliği dibe vurmuş.
Yedeklere bakın, penaltı bile atamıyorlar. Üçüncü kaleci (Ufuk) kurtarışları yapmasa onlar da tura veda edecekti.
Trabzonspor 3-1 mağlup, rakip defansa çekilmiş ve koca devreyi tek gol pozisyonuna girmeden bitiriyor. Sonra da bunun adını 'konsantrasyonsuzluk' koyuyorlar.
Avrupa'da elde ettikleri başarı bu yenilgiyle 'tesadüf' oldu bir anda. Ne bir kurguları var ne de bir hücum planları. Sadece rakiplerinin kendilerinden daha iyi olmalarını bekliyorlar.
Defansa çekilip kontratak arıyorlar.
1461 Trabzon ile geçen sezona damgasını vuran Mustafa Akçay da oyuncularını konsantrasyon probleminden bahsediyor.
Sayın Akçay sen değil miydin geçen sene aynı şartlarda başarıyı sağlayan, uyarsana oyuncularını.
Beşiktaş, içlerinde rakibi en çok önemseyendi. Hiç olmazsa ana kadrodan oyuncu oynattılar.
Yaşananlardan sonra maçı da ciddiye aldılar fakat Buca gibi bir rakibi çözecek zeka ve beceriyi üretemeyecek oyuncuları olduğunu anladılar. Sakın adına şanssızlık demesinler.
Beşiktaş diğer üç takım gibi kalite sınavından sınıfta kaldı.
Esas dikkat etmemiz gereken elenenlerin üzülmemesi. Belki maçı kaybetmek istemiyorlar ama yenilince de "Zaten kadromuz dar, çok maç oynayacaktık.
Hedefimiz farklı" gibi bahanelerle bunu geçiştiriyorlar.
Milyonlarca taraftara kazanmak üstüne kurgu kurup sonra bu sözlerin arkasına saklanmak ayıbın da ötesinde.