Beklenen oyuna ne kadar kaldı?
Aykut Kocaman ile Fenerbahçe bir sistem takımı olmuştu.
İstikrar ve iyi sonuçlara rağmen, oyun tarzı nedeniyle memnuniyetsizlikler vardı.
Fenerbahçe taraftarı daha atak, daha çok pozisyona giren bir takım arıyordu. Aykut hocanın bu konuda çok az mesafesi kalmıştı.
Ersun Yanal da bu yolu kat etmek için çalışmalar yaptı.
Salzburg maçı ilk sınav. Koşan, mücadeleyi seven, agresif bir takım buldular karşılarında.
Bu oyuna karşılık veremedi Fenerbahçe orta sahası. Baskı yapmak bir yana, baskı yediler ve dağıldılar.
Bunun için bir çok neden sayılabilir.
İlk maç, tempo eksikliği, ağır antrenmanlar sonrasında vücutların daha hazır olmaması gibi.
Fakat tüm bunlar, "Beklenen oyuna ne kadar kaldı?" sorusunu cevaplamıyor.
Karamsarlık sarmasın kimseyi. Çünkü bu sorunun böyle gövdeli, rakamlı bir cevabı da yok çünkü.
Gelişim ve değişim bir süreçtir. Bu hamleyi yapacak olan orta sahadır.
Emre Belezoğlu hâlâ kasıklarından şikayetçi.
Meireles ve Kuyt daha iki haftadır antrenman yapıyor ve Samuel Holmen'e lisans çıkmadı.
Moussa Sow orucu bırakmıyor.
Dolayısı ile iyi antrenman yapamıyor, gücüne kavuşabilmiş değil. Sakatlanmasın diye diğerlerinden ayrı tutuluyor.
Bunlar gerçekçi analizler… Teknik adamların değerlendireceği bölümler. Taraftara işin bu kısmını anlatamazsınız. O görmek istiyor.
O kurduğu hayale yakın bir performans arıyor. Her şey bir kenara ışık veren bir 5 dakikanın peşine düşüyor.
Bu nedenle yarın Kadıköy'de bir gösteriyi herkes hak ediyor. Ağır bir yük değil bu. "Böyle olacağız" mesajını taşıyan bir on beş dakika, Yanal'ı da oyuncuları da çok rahatlatır.
Merak edilenler
Alper Potuk yeterli mi?
Öne koşu atan bir oyuncu olduğu için, stratejik değeri var.
Ama henüz heyecanını yenemedi. Tecrübesizlik bir kenara, o forma her zaman ağırdır. Alper bir kere kulübenin desteğini aldı, gerisi kendisine kalmış.
Cardozo ve Emenike!
Fenerbahçe'de topu sürükleyecek oyuncu yok gibi.
Bu nedenle Emenike en doğru seçenek. Hem pişiriyor, hem de yiyor.
Cardozo ise servis isteyen bir oyuncu. Çevresinde iyi oyunculara ihtiyacı var. Maliyetlere, verim beklentisine ve yaşlarına baktığımızda, "Önce Emenike" derim.
Holmen'in durumu
Aykut hoca çok istemişti, Ersun Yanal da aynı kararın arkasında duruyor. Fenerbahçe orta sahası için çok önemli bir figür olacak Holmen. Orta sahada oyuncu çokluğu diye bir şey yok. Çünkü Meireles ve Emre çabuk ve çok sakatlanan oyuncular.
Kimler gidecek?
Görünen o ki; Stoch ve Krasic'e takım aranıyor. İdari menajer Hasan Çetinkaya'nın iş bitiriciliğine kaldı süreç.
CAS'ta ne olur?
Aziz Yıldırım'ı umarım yanıltmıyorlardır.
Bundan önceki dört futbol mahkemesinden de aklanamadan çıktı. Hepsinde de hukukçularına inandı.
CAS, beşinci olacak. Bundan önce neyi yapamadılar da şimdi kararları değiştirebilecekler, suçsuzluklarını kanıtlayacaklar?
Benim ümidim yok.
Olağanüstü kongre...
Aziz Yıldırım, UEFA Tahkim Kurulu kararından sonra seçime gideceğini söyledi. Şu ana kadar sözünü tutmadı. "Seçim" lafını ağzına almıyor. Sanırım CAS kararından sonraya erteledi.
Bu doğru bir tarz değil. "Herkesi affedelim" diyor, Yargıtay'dan ihraç kararını iptal ettirmiş, 80 küsur yaşındaki Kerim Kerimoğlu'nu Divan kurulu toplantısına sokturmuyor.
Aziz Yıldırım'ın seçime gidecek cesareti olmadığını sanıyorum.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.