Beşinci kapı CAS
Aziz Yıldırım canlı yayına çıkıp, "Kuralara katılıyoruz" açıklamasını yaptı. Hepimiz CAS'ın, "yürütmeyi durdurma" kararı verdiğini sandık.
Borsaya da bu açıklama yapıldı.
Sonrasında anlaşıldı ki, UEFA, CAS'a hızlı yargılama karşılığında Fenerbahçe ve Beşiktaş'ın eleme turlarına katılabileceğini bildiriyor. CAS karşı tarafa bu teklifi kabul edipetmediklerini soruyor. "Tamam" yanıtı gelince, 28 Ağustos'ta son sözü söylemeye karar veriyor.
Yani dosya üzerinde değil, usül üzerinde bir anlaşmaya varılmış. Bir ay daha gündemimizde bu dosyalar, kararlar olacak.
Bu duruma kimin yüzünden geldiğimiz konuşulacak. İtham edilen herkes, bir diğerini adres gösterecek ve daire tamamlanacak.
Her şeyin ötesinde bu durum tüm tarafların önünün daha iyi görmesini sağlayacak. "Haklı" olduğunu iddia eden Aziz Yıldırım, bunu daha önceki dört hukuk kurulu'na izah edemedi.
TFF'den iki, UEFA'dan iki etaptan geçti ve takımı ile yöneticileri hep ceza aldı.
Beşinci aşama CAS. Onlarca hukukçunun vardığı ortak noktadan, üç CAS hakimi nasıl farklı karar verecek bilmiyorum.
Ama Aziz Yıldırım'ın yeni bir savunma stratejisi oluşturmasının şart olduğu da ortada. "Bakın saha temiz" ile başladığı tüm konuşmalardan, istediği sonucu alamadı çünkü...
Şikenin şifresi ve alın teri
UEFA'nın Avrupa Kupaları'ndan iki yıl men cezasının kesinleşmesi ile birlikte Fenerbahçe'nin üç kaptanı (Kuyt, Emre ve Volkan) basın toplantısı yaptı. Bunu eleştirenler oldu.
Oyuncuların şampiyonluğu getiren alın terlerinin temizliği konusunda açıklama yapmaları kadar doğal bir şey yok. 2011'de de aynı şeyleri söylüyorlardı. Tapeleri okuduğunuz zaman Aykut Kocaman'ın analizi son noktayı koyuyordu aslında: "Dışarda bazılarının neler yaptığını bilmem ama benim oynadığım her rakibim sonuna kadar mücadele etti.
O maçları nasıl kazandığımızı, neler çektiğimizi biz biliyoruz"
17'de 16 yapan takım
Evet; Kocaman da, oyuncuları da sonuna kadar haklılar. O maçları seyredenler de, sahada neler yaşandığını gördüler.
Fakat UEFA da, TFF de dedi ki: "Ben oyuncularına bir şey demiyorum. Ama yöneticiler bir şeyler yapmaya kalkışmış. Bu bile ceza için yeterli"
Bu noktada Aziz Yıldırım sadece tapelerin hukuksuz olduğunu söyledi.
O tapelerdeki konuşmaların olmadığını söyleyemedi.
Bu noktada hepimiz sıkıştık. Alın terlerine saygı isteyenlerin haklılığının arkasındayız. Ama o saygısızlığın
kaynağı konusunda fikirler farklı.
Yıldırım'dan beklenen
Fenerbahçe 2011'de şampiyonlar Ligi'ne gönderilmediğinde çıkan tartışmaların içinde önemli bir cümle vardı.
Mehmet Ali Aydınlar dedi ki: "Eğer UEFA, Fenerbahçe'ye ceza vermezse, bu kaybı ben cebimden karşılayacağım.
Ama tersi olursa, bir kongre üyesi olarak mevcut yöneticilerden bu zararı tazmin etmek için her şeyi yapacağım."
UEFA'dan ses çıkmayan, Yıldırım Demirören'in"Bize teşekkür etmeliler" dediği günlerde, Aziz Yıldırım'a yakın sosyal medya bu sözü çok hatırlatmış, Mehmet Ali Aydınlar'ı hedef tahtasına oturtmuştu.
Şimdi ben Aziz başkandan şunu bekliyorum. Fenerbahçe'nin Şampiyonlar Ligi kurasına girdiğini büyük bir sevinçle açıkladı. Şimdi de Mehmet Ali Aydınlar'dan bu sözün hesabını sormalı.
Demeli ki; "40 milyon euro'yu hazırla. Eğer ceza çıkarsa ben de bu parayı cebimden vereceğim." İşte o zaman CAS savunmasının çok farklı sonuçlar yaratacağına emin olacağım.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.