Kalitesiz lig!

Büyük takımların puan kayıpları zirveyi bulunca, Süper Lig'i kalitesiz diye yaftaladılar.
Ama o 'kalitesiz lig', iki takımını birden çeyrek finale soktu.
Daha önceleri sezonu 2 yenilgi ile tamamlayıp, rekor puan toplayanlar ön elemeyi geçemiyordu, lig kaliteliydi. Öyle mi?
Gerçek 18 takımın sezon boyu gösterdiği dirençte yatıyor.
Biri hariç küme düşecek takım belli değil.
Trabzonspor bile potada.
Sekiz hafta var bitime, her maç final oldu dip tarafta.
Aynı şekilde yukarda da büyük savaş var. Kopup gidecek zannederken, iyi organize olmuş, doğru takım mühendisliği yapmış, mücadeleyi ön plana çıkartanlar, puanları kaçırıveriyor.

Aslanın karnında
Ligimiz temaslı futbolun oynandığı, sert ve ekmeğin aslanın karnında olduğu maçları taşıyor.
Fenerbahçe ve Galatasaray bu zorlu rakipleri alt etmeye çalışırken zorlanırken, bir iki kademe üstü Avrupalı rakipleri karşısına da sorunları çözmeyi öğrenmiş halde çıkıyorlar.
Ve iki çeyrek finalimiz var.
Baktığını göremeyen, gördüğünü de yorumlayamayanlar var. Atın karamsarlığı üstünüzden. Sömürenler de gittiğinde, başkalaşacağız…

Ağır eleştiriler yapıldı
Kocaman tabeladan konuşunca...
Böylesine başarılı (Bir şampiyonluk, son maçta kaçan ikincisi ve bir kupa) kariyeri olmasına rağmen, Aykut Kocaman için çok ağır eleştiriler yapıldı.
Bunların hepsi de tabela üstündendi.
Kendisi de Karabük yenilgisi sonrasında, "27 puan kayıp, başarısızlıktır" diyerek istifa etti. Aslında o gün biliyordu, bugünün böyle olacağını. Ama baskı öylesine büyüdü ki, vazgeçmek zorunda kaldı.
Antalya kampı sırasında oyuncularına"İzin günlerinizin kıymetini bilin. Bir daha fırsatınız olmayacak" dedi.
Ne kupadan gruptan çıkmayı garantilemişti, ne de çeyrek finale kadar dört maç oynayacağı kesindi.
Biliyordu ve planlıyordu bugünleri.
49 maç yaptılar. 61 maç oynamayı garantiledi şu anda Aykut Kocaman'ın takımı.
Hedeflerde yürümeye devam ederlerse, 65'e çıkacaklar.

Tabeladan konuştu
Kondisyon probleminden bahsedilmiyor. Adale sakatlığı geçiren iki oyuncusu (Webo - Emre) da devre arasında başka takımlardan geldi.
Salih Uçan artık ilk 11 oyuncusu oldu. Çalışmayan, takıma giremeyeceğini anladı, ortalama koşu mesafesinde 110 kilometreyi zorlamaya başladılar.
Bunların hepsini "başarısız" teknik adam gerçekleştirdi.
Önceden planları hakkında konuşuyordu, şimdi tabela üstünden konuşmaya başladı.
Ve herkes sustu…

Salih projesi
Raşit Çetiner milli takımlarda görevliyken Salih Uçan'a verilen değeri anlatıyordu.
O zamanlar 16 yaşındaki oyuncuya, TFF üç ay boyunca mentör tahsis ediyor.
Tüm günü birlikte geçiriyorlar ve bu yeteneğin anlayış ve dünya görüşü olarak da sağlıklı gelişmesine çalışıyorlar.
Buca müthiş bir akademi.
Fenerbahçe'ye gelirken Salih'in çalışıp gelişmekten başka eksiği kalmamış durumda.
Aykut Kocaman, planların adamı. Salih'i adım adım hazırlıyor bugünlere. Tam zamanını bekliyor. Antalya'daki hazırlık maçında o günün çok yaklaştığını anlıyor. Çevresindekilere "Ligin yedinci haftası" diyor ve tam yedinci maçta Salih, Antalya'da sahaya çıkıyor.
Hızlı gibi gözükse de, her aşaması planlı ve sabırlı bir süreç bu.
Babası Orman Bakanlığı'ndan emekli bir memur.
Annesi ev hanımı. Böylesine efendi ve karakterli bir çocuk yetiştirdikleri için ilk önce onları kutlamalıyız.
Çünkü herkes Salih Uçan'ın bundan sonrası için endişeli. "Aman bozulmasın" diyorlar.
Hamuru sağlam… Bir şey olmaz…

Mehmet Özkan
Bucaspor akademisi kuranlardan biri Mehmet Özkan... Büyük para harcıyor.
Sonra kulüpte çekişmeler başladığında, Özkan ayrılıyor.
Altınordu takımı sahipsiz durumda. Özkan satın alıyor. Çocuğu yok. Özlemini, imkanı kısıtlı gençleri bulup, onları okutup, ailelerine de yardımcı olarak gidermeye çalışıyor.
Buca'daki alacaklarına karşılık altyapıdaki oyuncuları transfer ediyor. Yeni bir akademi kuruyor burada. Tesisler yapmaya başlıyor. İzmir ve çevresindeki yetenekli gençler, eğitim görmeye başlıyorlar. Salih Uçan ve daha nice Buca kökenli oyuncular gibi, şimdi de Altınordu'da sistem oluşuyor.
Doğru planlama ve vizyonun neleri gerçekleştirebileceğini görüyoruz. Altınordu 3. Lig'de grubunda rekor puanla lider. Kendi gençleri ve gerçekleriyle yaşayıp, büyüyor.
Planlar yerine, tabelanın peşine düşenlerin hali ortadayken, Türkiye'nin yaşadığı gerçeklere karşı çıkıp, yeni yol bulan biri Mehmet Özkan.
Federasyonda bir görevi var mı? Yok... Fikrine danışıyorlar mı? Bilinmiyor...