TFF TOPU KULÜPLERE ATTI
- Ender Bilgin Yazıları
- 27 Aralık 2024, 21:19:02, Güncelleme: 28 Aralık 2024, 06:50:21
Merkez Hakem Kurulu Başkanı Ferhat Gündoğdu Perşembe günü basın mensuplarının karşısına çıkarak, kulüplerin hakemlik sisteminin yönetiminde yer alacakları geçiş sürecini ve planlanan değişiklikleri anlattı. Kısa vadede bir "Danışma Kurulu" oluşturulacağını, sezon sonunda kurulacak "Hakem A.Ş." ile İngiltere ve Almanya'daki uygulamalara benzeyen bir şirketleşme modelini hayata geçirmeyi planladıklarını söyledi. Böylelikle daha profesyonel, daha şeffaf ve daha işlevsel bir yapı kurmayı öngörüyorlar. Elbette bunun için yasal mevzuatta bir dizi değişiklik yapmak gerekecek. Şirketleşme tamamlanana kadar TFF'nin 3, Kulüplerin 2 kişi ile temsil edileceği Danışma Kurulu, Süper Lig ve 1. Lig'deki tüm atama, değerlendirme ve idareden sorumlu olacak. Bu kurulun tamamı kulüplerin üzerinde anlaşacağı isimlerden oluşacak. Öyle ki TFF Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu mevzuat gereği kendi belirleyecekleri isimleri bile kulüplere bırakabileceğini söylemiş. Aslında olay tam da bu noktada ilginçleşiyor! Kulüpler hangi konuda birleşebiliyor ki bu en kritik konuda ortak karar alabilsinler? Unutmadan, Kulüpler Birliği'nin henüz bu sistemi kabul ettiğini gösteren somut bir karar hatta oylama yok. MHK'nin kulüplere devri, Kulüpler Birliği üyelerinin tamamı tarafından değerlendirilmiş bile değil. MHK Başkanı Ferhat Gündoğdu bu çok önemli detayı atlamış olacak ki sanki iş bitmiş, karar alınmış gibi konuştu! Oysa Kulüpler Birliği bu konuyu görüşmek için Pazartesi günü acil olarak toplanmayı planlıyor. TFF neden mi acele ediyor? İkinci yarı başlamadan bu kadar çok şikâyet alan hakem işlerini tümüyle kulüplere bırakıp, madem yaptıklarımızı beğenmiyorsunuz "buyurun siz çözün" diyebilmek için. Yani top artık kulüplerin kucağında! Bundan sonrası daha iyi olur mu emin değilim. Ama bu hamlenin hem yabancı VAR, hem de yabancı hakem atamalarının önünü açacağına kalıbımı basarım.
TRANSFER KULİSİ
ra transfer dönemi resmi olarak 13 Ocak'ta başlayacak ama kulüpler transfer çalışmalarına hız vermeye başladı bile. Düşman kardeşler Fenerbahçe ve Galatasaray yine hareketli. Fenerbahçe'de Talisca transferi herkesin bildiği gibi bitmek üzere. Ama gerisi de var. Stoper pozisyonu için Hermoso ismi ön plana çıksa da yönetim İspanyol milli takımının yıldızı Laporte'u çok istiyor. Elbette kiralık olarak. Bu arada PSV'de forma giyen Olivier Boscagli için de ciddi bir hamle yapılmış. Sol bek transferinin yerli olma ihtimali Kasımpaşalı Yasin'in durumuna bağlı. Gent forması giyen Archie Brown temas kurulan bir başka isim. En-Nesyri ayrılacak olursa Aleksandar Mitrovic gündemi var. Ama asıl ilginç gelişme Saint-Maximin'in ayrılması olabilir. Kevin De Bruyne olur mu derseniz. Zor ama neden olmasın? Galatasaray'da Lyon'lu Mikautadze, Osimhen sonrası da düşünülerek gündeme gelen bir isim. Bugün olmazsa yazın alınması için şartlar zorlanacak. Nelsson giderse stopere Skriniar en güçlü aday. Okan Hoca Jelert'ten umutlu ama sağ bek için Benficalı Kabore ismi de gündeme gelmiş. Yine de yüksek ihtimal değil. Unutmadan... Beşiktaş'ta transfer rotası seçimden sonra netleşecek. Trabzonspor'un Onuachu için bir hamle daha yapacağı, olmazsa Sivaslı Manaj'a yöneleceği haberleri var. Göztepe, Başakşehir, Bodrum ve Rize de transfer dönemini yoğun geçirecek. Kış transferi genelde bereketli olmaz ama bu kez kulüpler ellerini ceplerine atacak gibi.
GERİYE NE KALDI?
Bir yılı daha geride bırakmak üzereyiz. Son dönemde, "zaman çok hızlı geçiyor" cümlesini o kadar fazla duymaya başladım ki... Sanırım benzer sözleri siz de söylüyor ya da işitiyorsunuzdur. Futbolumuz açısından geride bırakmak üzere olduğumuz yıl, önceki yılların pabucunu bile dama atacak kadar kaotik, çalkantılı ve nefret dolu geçti. Diyeceksiniz ki "bizim coğrafyanın genel hali farklı mı ki futbolumuz farklı olsun?" Vallahi haklısınız ama futbolda Ortadoğu değil, Avrupa Ligindeyiz diye içimizde hala "umut" taşıyoruz işte. Ama bünye kaostan beslenmeye alışmış bir kere! Umalım da Lig en az sorunla tamamlansın. Kupa'ya katılıp, katılmama saçmalıkları ortadan kalksın. Avrupa'da Mayıs ayını görecek kadar başarılı olalım. Milli takımımız Dünya kupası elemelerine iyi başlasın. Elbette dertler de olacak ama sonu iyi olsun. Buyurun bu yazının ve yılın finalini Kıraç'ın o güzel şarkısının sözleriyle yapalım. Kalın sağlıcakla...
TRANSFER KULİSİ
ra transfer dönemi resmi olarak 13 Ocak'ta başlayacak ama kulüpler transfer çalışmalarına hız vermeye başladı bile. Düşman kardeşler Fenerbahçe ve Galatasaray yine hareketli. Fenerbahçe'de Talisca transferi herkesin bildiği gibi bitmek üzere. Ama gerisi de var. Stoper pozisyonu için Hermoso ismi ön plana çıksa da yönetim İspanyol milli takımının yıldızı Laporte'u çok istiyor. Elbette kiralık olarak. Bu arada PSV'de forma giyen Olivier Boscagli için de ciddi bir hamle yapılmış. Sol bek transferinin yerli olma ihtimali Kasımpaşalı Yasin'in durumuna bağlı. Gent forması giyen Archie Brown temas kurulan bir başka isim. En-Nesyri ayrılacak olursa Aleksandar Mitrovic gündemi var. Ama asıl ilginç gelişme Saint-Maximin'in ayrılması olabilir. Kevin De Bruyne olur mu derseniz. Zor ama neden olmasın? Galatasaray'da Lyon'lu Mikautadze, Osimhen sonrası da düşünülerek gündeme gelen bir isim. Bugün olmazsa yazın alınması için şartlar zorlanacak. Nelsson giderse stopere Skriniar en güçlü aday. Okan Hoca Jelert'ten umutlu ama sağ bek için Benficalı Kabore ismi de gündeme gelmiş. Yine de yüksek ihtimal değil. Unutmadan... Beşiktaş'ta transfer rotası seçimden sonra netleşecek. Trabzonspor'un Onuachu için bir hamle daha yapacağı, olmazsa Sivaslı Manaj'a yöneleceği haberleri var. Göztepe, Başakşehir, Bodrum ve Rize de transfer dönemini yoğun geçirecek. Kış transferi genelde bereketli olmaz ama bu kez kulüpler ellerini ceplerine atacak gibi.
GERİYE NE KALDI?
Bir yılı daha geride bırakmak üzereyiz. Son dönemde, "zaman çok hızlı geçiyor" cümlesini o kadar fazla duymaya başladım ki... Sanırım benzer sözleri siz de söylüyor ya da işitiyorsunuzdur. Futbolumuz açısından geride bırakmak üzere olduğumuz yıl, önceki yılların pabucunu bile dama atacak kadar kaotik, çalkantılı ve nefret dolu geçti. Diyeceksiniz ki "bizim coğrafyanın genel hali farklı mı ki futbolumuz farklı olsun?" Vallahi haklısınız ama futbolda Ortadoğu değil, Avrupa Ligindeyiz diye içimizde hala "umut" taşıyoruz işte. Ama bünye kaostan beslenmeye alışmış bir kere! Umalım da Lig en az sorunla tamamlansın. Kupa'ya katılıp, katılmama saçmalıkları ortadan kalksın. Avrupa'da Mayıs ayını görecek kadar başarılı olalım. Milli takımımız Dünya kupası elemelerine iyi başlasın. Elbette dertler de olacak ama sonu iyi olsun. Buyurun bu yazının ve yılın finalini Kıraç'ın o güzel şarkısının sözleriyle yapalım. Kalın sağlıcakla...