Ender Bilgin

Ender Bilgin

28 Mayıs 2023 | Pazar

Kötünün iyisi

Fenerbahçe, DG Sivasspor'u mağlup ederek Kupa finaline yükselirken, Jesus "Tek kupa benim için başarı sayılmaz, kötünün iyisi derim" diye açıklama yaptı. Aslına bakarsanız Portekizli teknik adam sezon başından beri "Bizim için öncelikli hedef lig şampiyonluğu" diyerek zaten rotasını belli etmişti. Elbette Fenerbahçe camiası için en büyük başarı ölçüsü Ligi kazanmaktır. Hele dokuz yıllık özlem de hesaba katılırsa… Matematik olarak hala şansı olsa bile Jesus da trenin kaçmak üzere olduğunun farkında. Yine de Ziraat Türkiye Kupasını kazanmak teselli olabilir. Fakat o hedefi kolay görmek zaafa yol açar. Akhisar'a 3-2 kaybedilen son final hala hafızalarda tazeliğini koruyor. Dolayısıyla Jesus, Sivas maçında yaptığı gibi iki 10 numarasından iki ayrı kanat oyuncusu yaratmak gibi bir "bilgeliğe" başvurursa Sarı- Lacivertlilerin işi yine yıldızlarının günlük performansına bağlı kalır. Jesus kalacaksa "Ferrari'sini satan Bilge" gibi olmalı. Refah, mutluluk ve iç huzuru sağlamalı. Bunlar da ancak doğru kadro, doğru oyun ve doğru iletişimle sağlanır. Bunları sağlamak için de iki şart var. Her şeyi ben bilirim dememek ve adaletli olmak.

BU NASIL İŞ?

Hatırlarsanız haftalar önce MHK Başkanı Lale Orta bir açıklama yayınlayarak teknik inceleme ve VAR kayıtlarının dinlenmesi neticesinde bazı hakemlerin bir süre maç alamayacağını belirtmişti. Kısa süre sonra bu hakemlerin arasında Arda Kardeşler'in de olduğu bilgisi geldi. Kardeşler, 3-3 sona eren İstanbulspor-Antalyaspor karşılaşmasında çok eleştirilen bir VAR performansı sergilemişti. Arda Kardeşler yaklaşık 1,5 ay sonra Süper Lig'de maç yönetti. Hangi maçla geri döndü biliyor musunuz? Galatasaray-Sivasspor karşılaşmasıyla. Yani şampiyonluk ve kümede kalma mücadelesini doğrudan etkileyecek, üst düzey öneme sahip bir maçla. İnsana, "Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu?" diye sorarlar! Sen ceza maksadıyla görev vermediğin, dolayısıyla performansından memnun olmadığın hakemi en kritik maç ile geri döndürüyorsun. İşte bu yüzden "MHK iyi yönetilmiyor" diyoruz. Sizce yönetiliyor mu?

ONARILMAZ BİR DAMGA

Secde etmek son yıllarda futbol sahalarında sık gördüğümüz bir tür şükretme şekli oldu. Gol atan futbolcular, Allah'a şükrettiklerini secde ederek göstermeye başladı. Bunun bir örneğini de geçtiğimiz hafta Fenerbahçe maçında gol atan Trabzonsporlu Trezeguet sergiledi. Ancak karşılaşmadan sonra Samet Akaydın'ın malum görüntüsü ortaya çıkınca tepki büyük oldu. Trabzonspor, Samet'in insanlık dışı bir hareket yaptığını savunarak cezalandırılmasını istedi. Samet Akaydın ise kupa maçından sonra "Trabzonlu olduğum için özellikle dikkatli olmaya çalışmıştım, onları Allah'a havale ediyorum "diyerek savundu kendini. Çok hassas bir konu! Her şeyden önce Allah'a yapılan bir "boyun eğme, kapanma" hareketi sırasında tükürüğe maruz kalmak kabul edilebilecek bir davranış değil. İyi ama Trabzon doğumlu bir Müslüman olarak Samet'in böylesine hassas bir pozisyondaki rakibine tükürebileceğini düşünmek kolay mı? Onu da geçtim… Aklı başında bir insanın hangi inanca sahip olursa olsun dini bir ritüel sırasında karşısındakine böyle tepki göstereceğine ihtimal veriyor musunuz? Ben kendi adıma 29 yaşındaki bir genci bu kadar hassas bir konuda suçlarken, görüntüden sonuç çıkarmak yerine beyanı esas almayı yeğlerim. Aksi durumda sadece futbolcu olarak değil, insan olarak onarılmaz bir damga yiyeceğini göz önüne alırım. Takımı, adı, cezası vs. bunların hiç önemi yok. Çünkü konu futbol değil. Önemli olan olayın doğru anlaşılması ve böylesine hassas değerler söz konusuyken doğru muhakeme edilmesidir. PFDK'nın Samet'i ceza kuruluna sevk etmesine gelince… Ceza çıkmayacağı aşikârdı. Ne de olsa niyet okumak amaç taşır ve hukukta yeri yoktur. Ama bizim PFDK, Tahkim vb. kurumlar için "sağlama" yapmamızı kolaylaştıran bir uygulama oldu. İyi oldu!

HAYRA ALAMET DEĞİL

Hafta içinde Giresunspor cephesinden bir paylaşım geldi. Başkanvekili Ferhat Karademir; Her dakikasında haksızlık kokan, hiçbir takım için adaletin olmadığı, her hafta skandal hakem hatalarının devam ettiği ve deprem sonrası alınan kararlarla oyunun dengesinin bozulduğu bu kara sezonda küme düşme olmasın" dedi. Buyurun bakalım! Geldik mi benim haftalar önce yazdığım noktaya? Üstüne bir de Beşiktaş şampiyonluk matematiğine isyan edip, Asbaşkan Emre Kocadağ, "Lig bittiğinde, mevcut şekilde tescil edilmemesini isteyecek ve resmi başvuruda bulunacağız" deyince çarşı, pazar iyice karıştı. Bu tip durumlarda yukarıya, yani güçlü olanlara ilişmezler ama aşağıdakine bir el atalım diyerek kurtarma hamlesi yapıldığı çok olmuştur. Yani şampiyon değişmez ama düşme kalkabilir. Ben haftalar önce yazdığımı bir kez daha tekrar ediyorum. Futbolumuza yapılacak en büyük kötülük düşmenin kalkması ve takım sayısının artmasıdır. Çünkü bizim bunu kaldıracak ne mali yapımız ne de kaliteli futbolcu havuzumuz var. Takvim sıkışıklığını falan söylemiyorum bile. Deprem sonrası verilecek karar ne olursa olsun herkesi mutlu etmesine imkân yoktu. Bunu defalarca yazıp, söyledik. Beşiktaş'ın sembolik olarak şampiyonluk kutlaması yapacağına ise hiç ihtimal vermiyorum. Bu iş Şenol Hoca ve futbolcuların çok iyi giden saha performansını polemik malzemesi yapmaktan başka işe yaramaz.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor