Ey akıl neredesin!
İyi futbol, her şeyden önce akılla oynanır bana göre… Öyle Einstein olmaya falan da gerek yok, ortalama bir zeka kafidir... Yeter ki, sahibi o zekayı kullanabilsin!... Kalitelin varsa başka bir şeye gerek yok; koşman yeter… Savunma mı yapacaksın o da basit; Aldırma, Döndür me, Oynatma!.. ADO yani!.. Peki ya akıl tatile çıktıysa sahada neler olur derseniz, dünkü gibi; "yedi dakika ziyafet, sonrası eziyet olur" derim..
Beşiktaş'ta herkes kendini dünyanın merkezi ilan etmiş ve tam olarak durduğu noktaya istiyor pası, kimse bir adım atmıyor topa doğru… Konum atmış bekliyor paşam!.. Gedson, 7.35'e 2.44'lük boş kale yerine tribüne gönderdi topu… Semih dayıyor sırtını rakibe, öylece bekliyor… Yerinden kımıldadığı yok… Sonra da arkadaşına bakıyor manalı manalı… Hani neden bana atmadın gibisinden… Kabahat sende değil, bizde… Erken, hem de çok erken havaya soktuk seni… Affet bizi Semih (!).. Neyse... Kötü maçlar, kötü hakemle daha bir çekilmez hale geliyor… Cihan Aydın da kötünün kötüsüydü... Uydurma faulle kestiği dört gollük atak var… Atış yerinden yapılmadı masalıyla kestikleri ayrı hikaye… Ben 77. dakikada istatistiklere baktığımda 23 faul çalmış bir sarı göstermişti… Böyle garip bir istatistiği hiçbir iyi hakem yakalayamaz!.. Bildiğin altın oran; 23'te bir..Matematik gayet basit, ya çaldıklarının çoğu faul değil (bana göre öyle) ya da verdiği faullerde kartını kullanacak cesareti yok!..
Her iki şartta da, sahalarımızda görmek istemediğimiz hakemler arasına girer bu kardeşimiz... Akılla başladık, öyle bitirelim… Kenardaki teknik adam ben olsam, muhtemelen maç kadrosuna almam ama mecburen aldıysam tribünler görmesinler diye Masuaku'yu battaniye altına falan saklardım!.. Çünkü geçen haftadan dolayı tepki alacağı net… Bu şartlarda, Serdar hoca gizlemek şöyle dursun sahaya attı bu oyuncuyu… Her halde yuhalanması için değil!?
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.