Fenerbahçe'nin şifresi
- Ender Bilgin Yazıları
- 02 Ekim 2021, 07:03:04
Fenerbahçe, karşısında kapanan değil, oynamaya çalışan bir takım bulduğunda etkili ve üretken hücumlar gerçekleştiriyor. Geçiş oyununu iyi uygulayan sarı-lacivertli takım, çalışılmış ikiye birler ve savunma arkasına atılan toplarla rakip kale için tehlike yaratıyor. Buna bireysel beceri de eklenince pozisyon üretmek zor olmuyor. Frankfurt karşılaşması da Hatay ile oynanan lig maçı da bunu gösterdi. Madalyonun diğer yüzünde ise kapanan takımlara karşı zorlanan ve set oyununda pozisyon üretme güçlüğü çeken sıkıntılı bir Fenerbahçe var. Son Olimpiakos mücadelesinde de Başakşehir ve Sivasspor karşılaşmalarında da bunu gördük. Yani silah tersine döndü. Anlaşılan o ki, Vitor Pereira her şeyden önce kapanan ve alan daraltan takımlara karşı yeni hücum alternatifleri bulmak ve farklı formasyonlar geliştirmek zorunda. Sakatların iyileşmesi ve beraber oynama pratiğinin artması zamanla daha iyi bir görüntü sağlar. Ama bazı bölgelerde açık bir kalite eksikliği var. Pereira'nın üçlü savunma düzenine, yeni hücum setleri eklemesi skor üretmek için kaçınılmaz gözüküyor. Ocak'ta takviye de şart. Ama Portekizli teknik adam her şeyden önce kendi ezberlerini bozmak zorunda.
HERKES TEKNİK DİREKTÖR!
Vitor Pereira, Olympiakos maçından önce yaptığı basın toplantısında iki dikkat çekici cümle sarf etti. "Herkes teknik direktör, herkes benden daha iyi biliyor" diyen Portekizli teknik adam, "Bazen sorudan ziyade, yorum gibi sorular oluyor" diyerek basın mensuplarının kulağını da çınlattı. Açıkçası maçlardan sonraki basın toplantılarında bu durumu sık sık yaşıyoruz. İçinde soru barındırmayan, durum tespiti ya da yorum şeklindeki cümleler birbirini izliyor. Soru çok az. Gerçi soru soranların da kimi zaman "Bunu kim soruyor?" cevabıyla karşılaştığı da oldu. Kimi, çekindiği için methiyeler düzerek çanak sorular soruyor; kimi de öne çıkma sevdası ile yorum yapmaktan soru sormaya fırsat bulamıyor. Doğru soruyu soran her muhabirin sonuna kadar yanındayız. Gelelim "Herkes biliyor" kısmına… Pereira'nın da kabul ettiği gibi "Eğer eleştirilmek istemiyorsanız başka bir iş yapmanız lazım." Göz önünde olan pek çok meslekte durum farklı değil. Örneğin bizim işimizde de aynı durumu yaşıyoruz. İnsanlar her yerde futbol konuşuyor. Herkes az ya da çok futbolu biliyor. Sıkıntı sizin o işin profesyoneli olduğunuzu kabul edememelerinde. Pereria'nın "içeride sizin ne yaptığınızı bilmiyor ama sürekli konuşuyorlar" sözüne bir şey diyemem. Haklı! Çünkü futbolcularla birlikte yaşayan, çalışan ve risk alan kendisi. Ancak yorumcuların değerlendirme yapmak, taraftarların da takımları hakkında konuşmak gibi bir durumları var. Zaten hoca da "İnsanların hakkımda konuşmasına alışmam gerek" diyerek bu gerçekle yüzleşmiş. Öyle ya, bir aşçının yaptığı yemeği sadece aşçılar eleştirse yemek yiyenlerin ne önemi kalırdı?
GALATASARAY'A ZAMAN GEREK
Marsilya-Galatasaray maçı kaotik görüntüsüyle adeta Los Angeles'tan Kaçış filmi gibiydi. Aslında bu atmosfer bizim işimize de yaradı. İki maçta dört puan matematiği Sarı-Kırmızılı takım adına gruptan çıkmak için ciddi bir umut vadediyor. Bundan önemlisi Muslera'nın geri dönüşü ve Cicaldau'nun uyum sürecini atlatması halinde takıma iyi katkı vereceğine yönelik sinyaller oldu. Daha önce de söyledim. Galatasaray'ın zamana ve sabıra ihtiyacı var. Büyük camialarda bunun kolay olmadığını cümle âlem biliyor. Ama bu takımın daha iyi olma potansiyeli var. Ya sabır gösterilecek, ya da bütün bir yıl kaybedilecek.
İKİDE SIFIR AMA
Beşiktaş Şampiyonlar Ligi'nde Dortmund'dan soınra Ajax'a da yenildi ama umutsuzluğa kapılmak için erken olduğunu düşünüyorum. Dortmund maçının özellikle ilk bölümünde iyi mücadele eden ve güçlü rakibiyle kora kor oynayan bir takım izlemiştik. Ajax karşılaşmasını izaha kalkmak bile anlamsız olur. Bir düzine eksikle bu sonuç eskilerin deyimiyle ehven-i şer'dir. Sporting karşılaşmaları Beşiktaş'ın Şampiyonlar Ligi'ne asılıp, asılamayacağını belirleyecek. Dortmund- Ajax eşleşmesinden çıkacak sonuçlar umutları yeşertebilir. Sergen Hoca'nın daha önce Avrupa Ligi'nde devam etmeye sıcak bakmadığını öğrenmiştik. Umarım bu düşüncesinde ısrarcı değildir. Beşiktaş mevcut kadrosuyla Şampiyonlar Ligi'nden elense bile Avrupa ligine güçlü bir şekilde devam edebilir. Zaten son şampiyonsun! Ligde kredin var. Peki, Avrupa'da elde edeceğin bir başarının yurt içinde karşılığı var mı? Gordon Milne Avrupa'ya kapıları kapattı da ne oldu? Gelecekte herkes Fatih Terimli Galatasaray'ı hatırlayacak. Lig Şampiyonluğuyla değil, UEFA ve Süper Kupa zaferleri ile… Lig şampiyonluklarına abone olan Gordon'u kaç kişi hatırlıyor? Artık Kupa 2'den gelen paralar da küçümsenmeyecek seviyeye ulaşmışken, Beşiktaş'ın bu kadrosuyla Avrupa'ya sırt çevirmemesi gerekir.