Lille’in Türkleri

Bizim Çocuklar'ın forma giydiği Lille, 10 yıl aradan sonra Fransa Ligue 1'de şampiyonluğa ulaşınca öyle bir sevindik ki sormayın! PSG gibi dört katı bütçeye ve dünya yıldızlarına sahip bir rakibe rağmen böyle bir başarıya imza atmak kolay iş değildi.
Adeta Fransa'da bir Türk takımı şampiyon olmuş gibi havalara uçtuk.
Sanırsınız Fransa'nın Belçika sınırındaki bu en büyük kenti, bir Türk şehri! Gerçi, bir süredir Avrupa'da en fazla Türk dostunun yaşadığı şehir haline gelmiş bile olabilir. Çocuklarına Türk isimleri vermeyi düşünenlerden, sosyal medya hesaplarına Türk bayrakları etiketleyen Fransızlara kadar neler gördük neler!
Milyonlarca Euro versek yapamayacağımız tanıtımı Burak, Yusuf ve Zeki sayesinde başardık. Hele imaj ve iletişim çalışması olarak düşünürseniz, böylesi bir lobiyi Fransa'da parayla bile yapamazdık.
Düşünsenize, katıksız bir Türk düşmanı olan Fransa Cumhurbaşkanı Macron'un ülkesinde, şampiyon olan Lille takımının oyuncularının sırtında Türk bayrakları var.
Şampiyonluk kutlamalarında taraftarların ellerinde Türk bayrakları dalgalanıyor. Ne keyif ama! Ayaklarınıza sağlık çocuklar.
KAPALI KAPILAR
Sezon bitti, A Milli Futbol Takımımızın Euro 2020 serüvenindeki ilk düdük için geri sayım başladı. Milliler 18 Mayıs'tan beri Antalya'da kampta. Ne var ki kampın kapıları sekiz gün boyunca TRT dışında hiçbir basın kuruluşuna açılmadı.
Taktik çalışma yapılıyor diyeceğim ama yurt dışında oynayan milli futbolcular daha yeni kampa katılabildi. Takımın yarısı yoktu ortada.
Anlayacağınız Milliler rölantide çalıştığı günleri kapalı kapılar ardında geçirmiş oldu. Oysa milli takıma yönelik ilginin köpürtülmesi gereken günlerdeyiz. Ancak bu şekilde tek ses, tek yürek oluruz.
2008'i hatırlasanıza… Bu işleri kapalı kapılar ardında değil, halkın önüne çıkarak yürütürseniz sevgiyi büyütür, saha sonuçlarıyla da ilgiyi yükseltirsiniz.
Özetle bu güne kadar doğru bir iletişim stratejisi uygulanmadı.
Umarım milli takım, basın ve futbolseverler kol kola, omuz omuza vererek hazırlanır Euro 2020'ye... Bu milli takım bizim.
İçimizde İrlandalı da olmadığına göre, aman diyeyim milli takım ile halkın arasına duvar örmeyin
TAKIM SAYISI
Nisan ayının ilk günlerinde bu köşede bir yazı kaleme almış ve kafamdaki tilkilerden bahsederek, takımlar pandemi şartlarının devam ettiğini ileri sürüp, "Geçen sezondan bu güne bir şey değişmedi. Düşme yine olmasın derse... Oldu mu Lig size 24 takım! Sistem de hazır. On ikişerli iki grup. Üzerine bir de sekizli final. Buyurun her şeyin çorba olduğu kaos senaryosuna..." diye yazmıştım. Şimdilerde sağda solda işte bu senaryo dillendirilmeye başladı. Tam, "Eyvah" diyecekken, Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Nihat Özdemir yayıncı kuruluşa konuşarak içime su serpti. Nihat başkan, ligden bu sezon da dört takım düşürmeyi planladıklarını ve Süper Ligdeki takım sayısını kademeli olarak on sekize indireceklerini söyleyince derin bir nefes aldım. Futbol coğrafyamızda son dönemde duyduğum en doğru söz bu oldu. Artık düşen takımlar mı, gelecek sezon dört takımın düşmesini istemeyenler mi zorluyor bilemiyorum ama bu ülke futbolu için ideal düzen, on sekiz takımlı Süper Lig'dir. Bu kesin. Koca Bundesliga on sekiz takımla oynanırken yirmi küsur takımlı ligde halı saha futbolu seyretmeye zorlanmak abesle iştigaldir.
Sıkışacak maç takvimini ve bir ton teknik sıkıntıyı yazmıyorum bile.
Aman ha! Kimse macera aramaya kalkmasın.
F.BAHÇE'NİN YOL HARITASI
Görünen o ki F.Bahçe'de en azından bir dönem daha Ali Koç başkanlığında geçecek.
Başkanın ilk üç yılı sportif anlamda çok başarısız. Bunu tartışmaya bile gerek yok.
Şimdi Ali Koç için geçmişin izlerini silecek kadar başarılı bir dönem geçirme zorunluluğu var. Geçen hafta vurgulamıştım.
Ali Koç güce ve başarıya alışık doğası gereği zaten bu hedefe odaklanmış durumdadır. Ancak bildik bir söz var; "kontrolsüz güç, güç değildir" diye... İşte o misal kontrollü, planlı, soğukkanlı ve mutlak başarı odaklı hareket etmesi gerekiyor. Bunun için her şeyden önce doğru bir teknik adam ve transfer için doğru akıl gerekli. Hatalarını temizleyip yerli, yabancı gereksiz kadro sişkinliğini 23 oyuncuya düşürmek zorundalar..
Stoper, sağ bek, 6 numara ve forvet şart. Mümkünse bir de sol açık. Bu oyuncular "acaba" dedirtmeyecek, ilk onbir isimleri olmak zorunda. Görüldüğü üzere iş zor ama tekrar ediyorum gelecek yılın 'pardon'u falan yok artık.

Ender Bilgin - ENDER FİKİRLER

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.