Şampiyon kalmak
- Ender Bilgin Yazıları
- 21 Mayıs 2021, 20:49:36, Güncelleme: 22 Mayıs 2021, 06:50:07
Şampiyon kalmak şampiyon olmaktan daha zordur.
Bu sözüm gelecek yılın Beşiktaş'ına… Rakipler şampiyon takıma karşı daha farklı motive olur. Önlemler daha sıkı alınır. Şampiyonu yenmek daha büyük başarıdır.
Üstelik gelecek sezon Şampiyonlar Ligi yarışının da devreye girmesiyle işler çok farklı olacak.
O yüzden Beşiktaş'ı daha zor bir sezon beklediğine hiç şüphem yok.
Kadro kalitesi ve derinliği arttırılmalı.
Hazırlık ve transferler buna göre yapılmalı.
Daha kupa sevinçleri taptaze, bırak da insanlar başarının keyfini çıkarıp, iyice dinlensin dediğinizi duyar gibiyim.
Dinlenmeyi hepsi yerden göğe kadar hak etti.
Öyle yoğun bir maç trafiğini geride bıraktık ki, muhtemelen bir süre hiçbiri futbol topunu bile görmek istemeyecektir.
Ancak gelecek de bir gün gelecek.
Zamanın çabuk geçmek gibi bir huyu var.
Hoca da yönetim de gelecek sezon ile ilgili yazdığım detayı en az benim kadar iyi bildikleri için işi sıkı tutacaklardır.
Yeni sezon kampı yeni oyuncularla başlamalı.
Bu kesin. Ne demişler?
İyi bir başlangıç, yarı yarıya başarı demektir.
BAŞARIYI HAK ETMEK ZORDUR
Başarı kolay elde edilir, zor olan başarıyı hak etmektir" demiş Nobel ödüllü yazar ve düşünür Albert Camus.
Tam da onun söylediği gibi, Beşiktaş'ın çifte kupalı şampiyonluğu hak edilmiş bir başarı oldu.
Kimi şampiyonluklar vardır, hak edilip edilmediği üzerine tonla polemik yapılır.
Günlerdir takip ediyorum, Beşiktaş'ın başarısıyla ilgili hiçbir çevreden bu anlamda en ufak bir ses çıkmadı. Çıkması da ayıp olurdu.
Beşiktaş sezonun çok büyük bir bölümünü dar kadrosu ve kısıtlı imkânlarına rağmen forse etti.
Son haftalarda yaşadığı sıkıntı 12-13 kişiyle sezonu tamamla noktasına gelmesinden kaynaklandı.
Aynı süreçte rakipleri sahaya iki takım çıkartacak kadroyla mücadele etmesine rağmen çifte kupa kazanmak gerçek anlamda bir başarı hikâyesidir.
Bu hikâyede elbette başrol futbolcuların.
Sergen Yalçin için artık büyük takım hocası diyebiliyoruz.
Apoleti omuzuna taktı.
Ahmet Nur Çebi başkan da kimi perde arkasında yaşandığı için az bilinse de, zor zamanlarda takımının ve hocasının arkasında dirayetle durmayı başardı.
Başarı işte bu birliktelikle geldi.
FENERBAHÇE MÜZESİ
Fenerbahçe'nin müzesinde futbol tarihimize geçmiş başarıların karşılığı olan sayısız kupa var.
Fakat o müze tam yedi yıldır yeni bir kupaya ev sahipliği yapamadı.
Üç yıllık Ali Koç dönemi de son yılların en büyük başarısızlıklarına sahne oldu.
Rakipler şampiyonluklar yaşarken, Fenerbahçe ilk üçü zor gördü.
Pek çok seri sona erdi.
Kadıköy "kale" olmaktan çıktı, yol geçen hanına döndü.
Fenerbahçeli çocuklar arkadaşlarının alay konusu haline geldi.
Elbette verilen bir emek var.
Ekonomik anlamda kulübün daha rahat nefes almaya başladığını da görüyoruz.
Ama sokaktaki taraftar başarı ister.
Sezonun son bölümünde, Ali Koç'u çok zor seçimler bekliyor derken hareket noktam tam da buydu.
Ali Bey yeniden aday oldu.
Bugüne kadar başaramadıklarını başarmak için çok daha kararlı olduğuna da eminim.
Doğası gereği bunu isteyecektir.
Fenerbahçeliliği de cabası.
Ama istemek ile başarmak farklı şeyler. Öncelikle, Ali Koç bugüne kadar kimden "futbol aklı" olarak danışmanlık aldıysa tez elden ondan ya da onlardan uzak durmalı.
Çok güçlü bir yönetim kurmalı.
Başladığı teknik adamla sezonu bitirmeli.
Ve güçlü başkan, güçlü yönetim, güçlü teknik adam işbirliğinden çıkacak "nokta" transferlerle takımı takviye etmeli.
Gelecek sezonun pardon' u falan kalmadı.
HANGİ TERİM?
Birkaç hafta önce bu köşede yazdığım gibi Galatasaray seçim atmosferine girdi. Kulisler hareketlendi. "Taht oyunları" başladı. Gerçi, başkanlık denklemi karışık. Muhtemelen birleşmeler ya da sürpriz isimler de olacaktır. Ama asıl belirlenmesi gereken konu Fatih Terim'in rolü! Hocanın karışacağı ve karışmayacağı konular sağlıklı bir şekilde belirlenebilecek mi? Hadi yekten söyleyelim. Terim hocalık mı yapacak, başkanlık mı? Kulübün efsanesi olmaktan kaynaklanan başkanlar üstü profili maalesef takıma zarar vermeye başladı. Yeni başkan bu sorunu nasıl çözecek? Terim bu gerçekle barışarak, kendi rolünü doğru belirleyebilecek mi?
Galatasaray başkanlık seçimindeki en önemli detaylardan biri, hatta birincisi bence bu olacak. Terim ile ya da Terim'siz. Terim ise hangi Terim?
Galatasaray'ın başarısı bu zor denklemi kolay hale getirebilecek formülü hayata geçirmekte saklı.