Mağlubiyet istenir mi Erol hoca?
- Ender Bilgin Yazıları
- 18 Mart 2021, 23:08:18, Güncelleme: 19 Mart 2021, 06:50:12
Erol Bulut uzun süredir eleştiri oklarının hedefinde. Ben de bu köşede Fenerbahçe'yi oyun olarak geliştiremediğini, oyuncu tercih ve hamlelerinde hatalar yaptığını defalarca yazdım. Özeleştiri yapabilmesini övdüğüm de oldu; Fenerbahçe teknik direktörünün önceliği "önlem almak değil, önlem aldırmaktır" dediğim de... Ancak iç sahadaki G.Birliği yenilgisinden sonra yaptığı basın toplantısı benim açımdan son noktaydı.
Fenerbahçe'yi çalıştıran bir teknik adam, iç sahada kazanamadığı üst üste dördüncü maçtan sonra sözlerine, "Bugün istemediğimiz bir yenilgi aldık" diye başlamaz.
Başlayamaz! Her şeyi bir kenara bıraktım. İstenen bir mağlubiyet olabilir mi? Fenerbahçe'yi çalıştıran teknik direktör böyle bir yenilgiden sonra camiasına mücadeleyi bırakmayacakları umudunu verir. Yenildik ama ayaktayız der. İnanmasa bile söyler bunları. İstemediğimiz bir yenilgi aldık diyen hoca üzgünüm ama büyük takım hocası o-lamaz.
Bu görüşüm Erol Hoca Fenerbahçe'yi şampiyon yapsa bile değişmeyecek.
YİNE AYNI YANLIŞ
Fenerbahçe-Gençlerbirliği maçından sonra sarılacivertli yöneticiler malum ofsayt kararı üzerinden verdi veriştirdi. Söyledikleri yenir yutulur şeyler değildi. Mutlaka altını dolduracak bilgileri de vardır.
Artık bu iddiaları devletin savcıları araştıracak. Buraya kadar her şey tamam. Lakin… Geçen hafta bu köşede yazmıştım. "Yöneticiler açıklama yaparken temkinli olmalı ve futbolcuya sorumluluktan kaçabileceği fırsatlar vermemeli" diye. Erol Bulut ve futbolcuların "yapamadıklarını" es geçip, mağlubiyeti sadece ofsayt pozisyonuna fatura etmek Fenerbahçe'nin bugünü ve yarınına en büyük kötülüktür.
Fenerbahçe yönetimi geçen sene de benzer bir tavır sergilemiş ve "bu sistem bizi şampiyon yapmaz" yaklaşımıyla haftalar önce lige havlu atılmasına zemin hazırlamıştı.
Ama aklı başında taraftarların artık mazeret dinleyecek tahammülü kalmadı. Muktedirseniz sonuç alacaksınız. Gerisi hikâye.
GALATASARAYLILARIN HESABI
Galatasaraylı futbolseverler derbide doğal olarak beraberlikten yana olsa da bir Fenerbahçe galibiyeti sanırım ilk kez sarıkırmızı renklere gönül verenleri üzmeyecek.
Konuştuğum birçok Galatasaray taraftarı, Fenerbahçe'nin Beşiktaş'ı yenmesiyle liderlik koltuğuna oturarak rüzgârı arkalarına alacaklarını hesap ediyor. Her fikre saygım var.
Ama Rize maçının çantada keklik olmayacağını unutmamak gerek. Evet, Galatasaray ağır favori. Ama Ç.Rizespor da düşme hattındaki en potansiyelli oyunculardan kurulu takım.
Fatih Terim elbette bunun farkındadır. Bakalım futbolcuların reaksiyonu ne olacak?
Bu arada Galatasaray'ın Feghouli'ye final haftalarında çok ihtiyacı olacağını da hatırlatmak gerek. Hoca, onu bir an önce hazır hale getirmeli.
KiBAR FEYZO
Feyyaz Uçar 80'li yılların sonunda Beşiktaş fırtına gibi eserken her sezon 15 golün üzerinde skor yapan, meşhur Metin-Ali- Feyyaz üçlüsünün lokomotifi olan bir futbolcuydu.
Zeki ve nüktedan bir yapısı olduğunu bilirdim.
Beraber çalışınca bu özelliğini daha iyi görme imkanım oldu.
Son Beşiktaş-Başakşehir maçında futbolun bir temaşa işi olduğu bilinciyle keyifli, sıcak ama bir o kadar da zekice yorumlar yapıp, naklen yayına renk kattı Feyyaz Hoca. Sergen Yalçın'ın, Serpil Hamdi Tüzün'den genç takımda öğrendiklerini uyguladığını kaç kişi paylaşabilirdi ki?
Feyyaz Uçar gibi yapıcı ve hayattan keyif almaya çalışan insanların bu kaotik ve kavgacı futbol coğrafyamıza bilgileriyle olduğu kadar, pozitif yaklaşımlarıyla da ilaç gibi geldiğini düşünüyorum.
KAZANIRKEN FARK ETMEK
Beşiktaş, Başakşehir'i bu sezon üçüncü defa 3-2 yenerek Ziraat Türkiye Kupası'nda finalist olurken iki ayrı devrede iki ayrı görüntü verdi.
İlk yarıda oyunu önde kuran, rakibin bir kişi olduğu yerde üç oyuncuyla baskı yapan, topu hızlı çeviren, dinamik ve istekli bir takım vardı sahada.
İkinci yarıda Aboubakar çıktıktan sonra top tutamayan, rakibinden baskı yiyen, orta alan bağlantısı kopan, fizik gücü düşük bir takım ve kenardan müdahale edemeyen bir hoca izledik.
Bu değişim ve fiziki düşüşü sadece Aboubakar üzerinden okumak Beşiktaş'a haksızlık olabilir.
Ama Aboubakar'sız Beşiktaş'ın yaşadığı sıkıntı çok açık.
Sorunları kazanırken fark edip, önlem almak önemlidir.
Beşiktaş için derbi öncesinde oynadığı Başakşehir karşılaşması bu anlamda değerli bir ders oldu bence. Sergen Hoca'nın çözüm üretmek için zamanı kısıtlı ama o çözüm bulunmazsa Fenerbahçe derbisi umulandan zor geçer.
KUPA TOPUNUN YOLCULUĞU
Söz Ziraat Türkiye Kupası'ndan açılmışken, maç toplarının Riva'dan statlara Aras Kargo araçlarıyla getirilmesi ve hakemlerin başlama noktasında topu uzaktan kumandalı minik bir kargo aracından alması çok keyifli sahneler izlememize yol açtı.
Böyle yaratıcı işler kupanın marka değerine ve seyrine pozitif katkı sağlıyor. İlkler hiçbir zaman unutulmaz. Aras Kargo bu projeyle yarı finalin en güzel golünü atmış oldu.
Bu arada pandemi döneminin ağır işçileri kargo firmalarının da geceli gündüzlü çalışmalarını takdir etmeden geçmeyelim.