Tek aday Cengiz olmalı
- Ender Bilgin Yazıları
- 17 Kasım 2020, 22:03:10, Güncelleme: 18 Kasım 2020, 06:50:10
Galatasaray'da yaklaşan seçim öncesi kritik bir gelişme yaşandı. Mahkemenin verdiği karar ile Başkan Mustafa Cengiz ve yönetiminin idari ibrasızlığı ortadan kalktı. Böylece Galatasaray Genel Kurulunun, yüz yıllık geleneğe yakışmayan kadük kararı geçerliliğini yitirmiş oldu.
Mustafa Cengiz son derece zor sağlık koşullarına rağmen Galatasaray'ı özveriyle yönetiyor.
Alınan bir seçim kararı var.
Pandemi şartlarında seçimli genel kurul yapmak mümkün olur mu?
Sanmıyorum. Ama olur da seçim yapılırsa o yarışın içinde Mustafa Cengiz'in olmasına gönlüm el vermiyor. Herkes asıl seçim Mayıs'ta diyor. O halde bu seçimde ya Mustafa Cengiz tek aday olmalı, ya da yıpratıcı yarışın içinde yer almamalı. Tek aday olarak kulübü mayıs ayına taşımak ona yakışır. Aksi halde bu sağlıksız yapıda sağlığını da riske etmemeli.
Kendisinin de söylediği gibi, başkan olsa da olmasa da Galatasaray'a hizmet edebilir.
YAĞMURDAN SONRA GÜNEŞ AÇAR!
Program yaptığım iki usta isim, biri meslekte 50 yılı devirmiş duayen gazeteci Hıncal Uluç, diğeri futbolcu ve hakem olarak bu işe ömrünü vermiş Erman Toroğlu… İkisi de söz birliği etmişçesine Şenol Güneş'i sert şekilde eleştiriyor. Oyuncu değişiklikleri, hamleleri, kenarda paniklediği ve korkak futbol oynattığı konusunda şikâyetleri var.
İkisinin de mesleki birikimi ve görüşlerine saygı duymamak mümkün değil. Onlarla program yaptığım için kendimi şanslı hissediyorum. Ama… Şenol Hoca konusunda ayrılıyoruz. Şenol Güneş teslimiyeti kabul etmeyen, oyuncularına ve topluma verdiği mesajlarda gelişimi teşvik eden, "biz rehberiz işimiz yol göstermek" diyen bir öğretmen.
Pandemi sürecinden sonra milli takımımız sıkıntılı günler yaşadı.
Ama oyuna karakter koyarak geri dönebilmeyi de başardı.
İyi oyunculardan kurulu bir milli takımımız var.
Ben Şenol Hocayla iyi oynamayı da başaracağımıza ve milli takımın önünün açık olduğuna inanıyorum.
HANGİ HAKAN ÇALHANOĞLU?
Bir futbolcu için hiç bu kadar ikilemde kalmamıştım.
Milan'da adeta yeniden doğup Juventus'un radarına giren, milli takımda ise hep inişli çıkışlı performans gösteren Hakan Çalhanoğlu'ndan bahsediyorum.
2016'da Manchester'da İngiltere'ye tarihimizdeki ilk golü atışını keyifle anlatmıştım.
Altı yıllık milli takım kariyerinde elli maçı geride bırakıp on bir gol kaydetti Hakan Çalhanoğlu.
Ama bir türlü kulüp performansını milli takıma aynı verimlilikte yansıtamadı. Son Rusya karşılaşmasında da etkili olmaktan uzaktı. Milan'da bu kadar formdayken, milli takımda 'bugün nasıl oynayacak' diye papatya falı açmak garip bir çelişki. Bazı futbolcular kulüp takımlarındaki çizgilerini milli takıma yansıtamıyor.
Hakan konusunda bu durumu kanıksamak üzereyim
"HAKEMİ KONUŞURSAK GERİ KALIRIZ"
Rus Milli Takımı'nın başarılı Teknik Direktörü Stanislav Çerçesov, bizim maçtan sonra kendisine karşılaşmanın hakemi sorulduğunda "Biz ülke futbolunu geliştirmek istiyoruz. Eğer önce hakemi konuşursak, gelişimin gerisinde kalırız..." diye cevap verdi.
Yutkundum! Son Dünya Şampiyonası'nda iyi iş çıkarmıştı, bu sözüyle çok daha büyük bir işe imza attı. Futbolumuzda yıllardır hep hakem hataları konuşuluyor, maçlar hakem üzerinden okunuyor.
Ligimiz de yıllardır bir arşın boyu yol kat edemiyor. Buraya kadar her şey tamam! Ama madalyonun diğer yüzüne de unutmayalım. Çerçesov, hakemi konuşmuyor, biz ise özne yapıyoruz. Yapıyoruz da neden? İşte orada bizim gerçeğimiz devreye giriyor. Yani, konuşana değil, konuşturana bakmak gerekiyor!
BU LİG BİTER Mi?
Covid 19 nedeniyle 14 oyuncuya maç kadrosunda yer veremeyen takım Ziraat Türkiye Kupası'nda hükmen yenik sayılıyor.
Şimdi aynı kuralın Süper Lig'de uygulanması gündemde.
Elbette zor iş!
Her şeyden önce yarış devam ederken kural değiştirmek sıkıntıya yol açar.
Ligin en zor virajında, örneğin bir derbi öncesinde hükmen yenilgi durumu ile karşı karşıya kalmak mümkün.
Uygulamada da sıkıntılar var.
Hükmen yenik sayılmamak için belirti gösteren oyuncuların bildirilmediğini düşünsenize.
Bu ihtimalden dolayı TFF'nin merkezi bir kontrol sistemi kurması konuşuluyor.
Sıkışık takvim yaklaşıyor. Yakın gelecekte erteleme maçı oynatacak tarih kalmayacak.
Örneğin, Aralık 15 ile Şubat 15 arasında takımlar tam 16 maç yapacak.
Buna Avrupa kupaları dâhil değil. Tek bir boş hafta içi yok.
Üstelik sezon Avrupa şampiyonası nedeniyle 16 Mayıs'ta bitiyor. Ben bu yazıyı yazarken 13 Süper Lig takımının Kovid pozitif oyuncusu vardı.
Hükmen yenilgi sistemi olmazsa bu lig biter mi emin değilim. Ama emin olduğum bir şey var.
O da 21 takıma evet diyen kulüp başkanlarına söyleyeceğim söz.
Kendi düşen ağlamaz!