Bağımsızlık...
Galatasaray kulübü tarihi bir süreç yaşıyor. 1930'larda Galatasaray'dan büyük bir parçanın koparak Ateş-Güneş'i kurmasıyla yaşanan krizden sonraki en büyük kaos bu. Ve seçim olup olmayacağı hâlâ belli değil. Kriz çatlağının nereleri yıkarak yol alacağı da belli değil... Adnan Polat, mahkeme kararına göre hareket edeceğini söylüyor ama politik bir manevra ile kulübü seçime götürmeden devam edebileceğinin işaretlerini de veriyor.
Böyle bir ihtimal ise darbe yaparak Polat'ı masanın dışına iten liseci kanada yönelik karşı-devrim sürecine yol açabilir.
Galatasaray kulübü köklerinden kopabilir.
Okulunu Galatasaray Üniversitesi'ne kaptıran lise, kulübü de kaybedip spor camiası için sembolik bir figür haline gelebilir.
Çünkü Polat, iktidar olabilmek için kulüplise ayrışımını yapması gerektiği sonucunu çıkarabilir. Birleşik Amerika'nın İngiltere'den bağımsızlığını ilan etme süreci gibi, uzun ve "kanlı" bir mücadeleyi başlatabilir.
Kutuyu İnan Kıraç açtı!
İşin ilginç yanı ise aynı süreci, liseci kanadın öne attığı Ünal Aysal'ın da gerçekleştirme ihtimalinin bulunması.
Aradan 5-6 yıl geçince unutuldu tabii ama Aysal'ın adı başkanlık için ilk kez geçtiğinde kulübün ileri gelenlerine bir proje sunmuştu sayın Aysal.
Galatasaray kulübü bünyesinde amatör branşların bırakılmasını, buna karşın futbolun bir A.Ş. yapısı altında farklı bir yapıya dönüştürülmesini önermişti. Şirket kontrolünün de kendisinde olmasını istemişti.
Bu modelin "tehlikesi" süreç içinde bir patronun kontrolüne girme ihtimaliydi.
O dönem bu teklif reddedildi.
Yani özetle Galatasaray öyle bir yola girdi ki, Polat koltuğu bırakmasa da, Aysal gelip iktidar olsa da sarı-kırmızılıların güç merkezinde bir eksen kayması yaşanacak gibi. Ve işin ilginci Pandora'nın Kutusu'nu İnan Kıraç'ın önderliğindeki liselilerin açması!
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.