Tayfur Havutçu

Schuster, Beşiktaş'ta başarılı olamamasının verdiği sıkıntı ve eleştirilere daha fazla dayanamadan istifa etti, arkasında söylemler bırakarak!
Alman teknik direktörün, 7.5 milyon euro tazminatla gönderilen Del Bosque gibi yapmayıp istifa ederek "Paragöz değil, onurlu adammış" şeklinde ancak saf olan insanların söyleyeceği sözler dedirttiğini vurgulayalım!
Acaba Schuster, gerçekten onurundan mı yoksa başka hesaplarla mı istifa etti? Şimdilik bu sorunun net yanıtı yok! Net olan; Schuster'in gönlünde Atletico Madrid'i çalıştırmanın yattığıdır! Bu isteği, Yıldırım Demirören'in de kulağına gitti ve başkan, "Seni bırakmam" diyerek, izin vermezken Schuster; menajeri Mendez'in Türkiye'ye gelişiyle ilgili olarak "Benim için gelmedi" sözleriyle yalan söyledi!
Nitekim iki gün sonra istifa ettiğini açıklayınca yakayı da ele vermiş oldu! Oysa ne büyük umutlarla göreve getirilmiş, ne pembe tablolar çizilmişti Alman teknik direktörle!
O umut dolu günlerde yıldızlar topluluğu Beşiktaş, her futbolseverin övgüsünü alıyor, üç kulvarda da hedef büyütülüyordu!
Ne zaman ki sakatlıklar arttı, Kartal tepe üstü inişler yapmaya, Schuster teknik zırvalar yapmaya başladı!
Sonuç; "Sarı Melek" Alman, "cinlik" yaparak, kaçtı!

Kurtuluşu kutladılar
Alman'ın kaçışı, Beşiktaş ile Tayfur Havutçu'nun önünü açtı!Ve ilginçtir ki Schuster'in istifasıyla kendisinin istediği yabancıların Beşiktaş'ı terk edeceği endişelerinin yerini ilk Kayserispor maçında umut aldı.
Öyle ki: Oynadıkları mükemmel futbolla sanki Schuster'den kurtuluşu kutluyor, Tayfur hocaya "Hoş geldin" diyorlardı.
Evet, tüm camianın sevip, inandığı dönüşünden memnun olduğu Tayfur Havutçu dönemi başlarken bu dönemin önümüzdeki yıl da sürmesini isteyenlerin sayısı hayli çok. Havutçu'ya bu avantajı sağlayan ise futbolcu olarak başarılı geçmişi, efendiliği ile Toshack, Lucescu, Del Bosque ve Mustafa Denizli gibi kaliteli teknik direktörlerle çalışarak bilgi dağarcığına zenginlik kazandırmış olması...
Yerli teknik direktör kervanına Tayfur Havutçu'nun da katılmasına yardımcı, çocuklarımıza güvenmekte, şans vermekte cesur olalım. Buna öncülük yapacak olan taraftarın istek ve baskısıyla yönetimdir