Atılan altı gole eyvallah... Oyuna mı? Ona da eyvallah!.. Trabzonspor'a dün aşağıdan baktım, yetmedi. Çıktım Belek Ormanı'na oradan bakayım dedim, o da yetmedi... Bu sefer saha içerisinden bakayım dedim yine aynı manzara-i umumiyeyi gördüm. Demek ki bordo-mavililerde fazla değişen ve gelişen bir şey yok. Kısacası, hamam da tas da aynı! Değişen sadece ustalar... Öyle görülüyor ki Trabzonspor, haftaya perşembe günü oynayacağı Ankaragücü maçından alacağı skorla Ziraat Türkiye Kupası'nda ya "Varım" diyecek ya da "Benden buraya kadar" deyip, lige kaldığı yerden devam edecek. Dün akşamki maçta oyun anlayışı ve futbol tekniği acısından Trabzonspor'u yeterli bulmadım. Bundan dolayı Ankaragücü maçı beni korkutuyor. Zayıf rakibi karşısında as kadrosu ile sahaya çıkan bordo-mavililerden ben daha farklı bir oyun anlayışı beklerdim. Nedeni mi? Hadi teknik adam ligin ortasında geldi. Bu bir mazeret olabilirdi. Ya şimdi? Devre olmuş, takımıyla kısa bir süre de olsa çalışma imkanı yakalamış. Ama Trabzonspor'da fazla bir şeyin değişmediği görülmektedir.
Savunma toparlanmalı Kadroya yeni katılan Sezer Badur, dün akşam saman alevi gibiydi, bir göründü bir kayboldu. Demek ki fiziki açıdan istenen yeterliliği yakalayamamış. Şu görünen tabloda en hazır futbolcu Serkan'dı. Serkan hem attı hem attırdı. Dünkü performansını ligdeki maçlara taşıyabilirse inanıyorum ki Trabzon'un sağ tarafında görünen soruna kökten çözüm bulacaktır. Bakıyorum da takımın savunması yine S.O.S vermekte. Kolu kanadı kırık, hiçbir hamle yapamayacak durumda olan rakip forvet karşısında eğer bir iki pozisyon verebiliyorsa -ki verdiler- savunmada oynayan oyuncular kendilerini yargılamalı. Unutmasınlar ki ligde karşılacakları takımların ileri uç adamları Denizli Belediyespor'un futbolcuları gibi olmaz. Şimdi kalkıp da "Bakın altı gol attık, yine eleştiriliyoruz" denmesin. Goller rakip defans oyuncularının yaptığı bariz hatalardan geldi. Yine alınan üç puanla Ziraat Kupası'ndaki umutlar, MKE Ankaragücü maçına taşındı.