Zirvedeki takımların puan kayıplarıyla yeniden üst sıralar için umutlanan Trabzonspor, Ankaragücü karşısında her iki yarıdada attığı birbirinden güzel gollerle kazandı. Trabzon'da amaç 3 puanı alıp moral bulmaktı. Bir galibiyet birlik ve beraberliği de getirecekti. Aldığı bu farklı skorla hedeflerine ulaştı Fırtına. Futbolun kalitesine baktığımızda ise aynı şeyleri söylemek oldukça zor. Eğri oturup doğru konuşmak gerekirse bu farklı skor, futbolun karşılığı değildi. Zaman zaman iyi görünen bordo-mavililer, maçın genelinde performanısını belli bir yüksekliğe çekemedi. Ama şampiyonluğa oynayan takımları izledikten sonra bu kadar içsel yıkıntılara, sıkıntılara ve değişikliklere rağmen bu takım dünkü maçta farklı galip gelebiliyorsa sonuna kadar bu yarışın içerisinde olacağını düşünüyorum.
Rakip kötü olmasa... Broos'un gitmesi Trabzonspor'un oyun mantalitesine bir yerde olumlu yansıdı. Alanzinho'nun hareketlenmesi, orta sahanın üretkenliği bu değişimin neticesidir işte. Ancak saha içi pozisyonların değişimi teknik heyetin uyarısıyla olmamalı. Rakip takımın alacağı pozisyonlara göre tavır alınması, bordomavili takımı daha etkili hale getirecektir. Alanzinho belki iyi oynadı. En faydalı oyuncu gibi gözüktü ama hücumlarda fanteziye kaçmasıyla takımın adeta el freni oldu. Trabzonspor'un bu kadar kolay kazanmasının nedenlerinden biri de Ankaragücü'nün kötü oluşuydu. Başkent ekibi, bırakın pozisyon bulmayı direnç bile gösteremedi. Eğer Umut Bulut yakaladığı pozisyonları gole cevirebilseydi, maçın skoru çok daha farklı olur ve Ankaragücü hiç unutamayacağı bir hezimet yaşayabilirdi. Öyle veya böyle Trabzonspor, hanesine 3 puanı yazdırdı. Teknik bazda yapılan değişiklik bu maç için bir yerde oturdu diyebiliriz. Ama her takım Ankaragücü gibi mülayim ve derviş tipli olmaz. Buradan ilgili ve yetkilileri bir uyaralım dedik.