Galatasaray içinde bulunduğumuz transfer sürecinin en parlak takımlarından biri. Şu ana kadar kimseye imza attıramasa da en azından ihtiyacı olan iki bölgeye alacaklı durumda olması yöneticilerin arayışlarını gizliden gizliye sürdürmeleri ve imzaya yakın görüntüler sergilemeleri sarı-kırmızılı ekibi rakiplerinden bir adım öne taşıyor. G.Saray için hedeflerini göz önüne alırsak marka bir golcü ile sıkı bir stoper ve olursa da kaliteli bir sağ bek ya da sol bek G.Saray için su ve ekmek kadar gerekli transfer noktaları. Hedefte olan bir iki futbolcunun dışında tam bir isim enflasyonu da söz konusu. Şu aşamada yöneticinin de gazetecinin de işi zor. Yönetim pazarlık adına her şey son dakikaya kadar gizli olsun, rakip futbolcuma göz koyup fiyatını yükseltmesin, gazeteci de olası transfer bir tek benim gazetemde çıksın uğraşında. Bu kısır döndü yine değişmedi doğrusu.
***
Gazeteler "Galatasaray'a müjde" diye verdi haberi. Tahkim Kurulu, Cemal Nalga olayı sonrasında federasyonun verdiği cesur ceza miktarlarında ciddi indirime gitmişti. En önemlisi sarıkırmızılı takımın silinen 5 puanı iade edilmiş, yönetim bazında sorumlu iki yöneticiye de 'af' gelmişti. Ben yönetimin daha da ileri gidip takımı ligden çekmesi gerektiğini söylemiş ve ciddi tepkiler almıştım. Yani G.Saray takımı ligden çekme dışında her hamleyi yapmıştı. "Bir suç işledik, bunun bedelini ödeyeceğiz" diyerek cezayı da kendisi kesmişti. Tahkim Kurulu kime yaranmak istedi bilemiyorum ama kararı diğer takımlara da "Rahatça sahtekârlık yapabilirsiniz, biz bunu yasallaştırdık" mesajı niteliğindeydi. Ben böyle algıladım ve sevinemedim.
***
Ama ben şuna sevindim. Bochum Savcılığı'nın tüm dünyanın dışında Türkiye'yi de ayağa kaldıran 'şike' operasyonunda dağın taşın altından sayısız Türk takımının adı bir şekilde anıldı ama bunların içinde G.Saray markasına hiç rastlanılmadı. Bu çok önemliydi... Bu durum Galatasaray Spor Kulübü'nün zeki ve ahlaklı futbolcularla donanmış olmasının ciddi bir belgesi olarak kamuoyuna yansıdı.