İki kişilik adalet Önder ve Kazım "tatlı hayat"ın içinde değiller. Aziz Yıldırım adalet kılıcını keskin kullandı. Bu olay bize bazılarının ayrıcalığını gösterdi
Fenerbahçe yönetimi çok radikal bir karar verdi. İlk 11'de oynadığında çok "sırıtmayacak" Türk pasaportu olan oyuncu bulmanın çok zor olduğu bir dönemde, Milli Takım'a kadar yükselmiş iki oyuncusu (Kazım, Önder) ile yollarını ayırdı. Hedef peşindeki bir takımı yönetirken, alınabilecek en riskli kararlardan birini verdiler. Onları bu seçime zorlayacak mutlaka önemli nedenler var. Kamuoyu ile paylaşmaktan kaçındıkları, kendilerine sakladıkları, belki sadece futbolcuların bilebileceği bir birikim söz konusu. Sizlerle daha önce paylaşmıştım. Samandıra'da yerinden oynayan çivilerin, ortalarda gözükmeyen disiplin ve sorumluluk anlayışının yaratacağı yangını belirttim.
Bazıları pembeler içindeki yorumları yazıyorlardı. Ama gerçeğin anlaşılabilmesi üç kazanın peş peşe gelmesiyle oldu. Kazım ve Önder gece gezmesi sonrasında uğradılar kazaya, diğerleri ise bir otel odasında unuttukları ile... Bunun faturasının üst üste alınan üç yenilgi olması ise hepimizin şahitliğinde gerçekleşti. Kazım ile Önder'i, sistemin dışına iten nedenler, Fenerbahçeli futbolcuda olmaması gereken davranış bozukluğu... Buraya kadan anlaşılamayan bir şey yok. Peki diğerlerini bundan soyutlayan gerçek ne? Ne Kazım ne de Önder bu "tatlı hayat"ın içindeler. Ama ceza alan onlar. Brezilyalı bazı oyuncuların oluşturduğu bu ekibi, cezalardan, uyarılardan, sorumluluğa davetten ne uzaklaştırıyor. Eğer bu oyunculara, hak ettikleri uyarılar yapıldıysa, bunu takım arkadaşları dahil neden kimse bilmiyor? Aziz başkan adalet kılıcını keskin kullandı ama sadece iki kişilik kaldı bu darbe. Eşit dağılmayan, bazılarını yine "ayrıcalıklı" kılıp, cesaretlendiren bir yaklaşımdır bu. İki kişilik adalet olur mu?