Kocaman adam Samandıra'da bilinen tek gerçek Christoph Daum'un, Aykut Kocaman'ı istemediğidir. Aykut hocanın gözünün koltuğunda olduğunu düşünüyor
Aykut Kocaman, çok samimi bir basın toplantısı düzenledi. Söyledikleri ve yorumları yaşadığı belirsizlikler üzerineydi. Şikayet etmedi. Ama çıkış yolunu bulmaya çalıştığını ifade etti. "Refleks" kelimesini kullandı. Bu yeni yapılanmada, görev ve yetkilerin paylaşamında bazı hareketlerin ve hamlelerin "refleks" olarak geliştiğine işaret ederek, iplerin bir profesyonelin eline yüzde yüz geçmesinin zaman alacağını ifade etti. Çok da doğru söyledi. Samandıra'daki bilenen gerçek Christoph Daum'un, Aykut Kocaman'ı istemediğidir. Fenerbahçe TV'ye verdiği röportajda söylediği süslü sözler durum gereğidir. Zaten başka türlü konuşamaz. Aykut Kocaman da konuşmadı.
KOLTUK KAYGISI Daum'un, "Kocaman" fobisi koltuk kaygısından kaynaklanıyor. Aykut hocanın gözünün, kendi yerinde olduğuna inanıyor ve başarısızlığını istediğini sanıyor. Türkiye şartlarında daha önce yaşanan olayları bildiğinden, belki kendisi de yaşadığından haksız bir paranoya değil bu. Ama Aykut Kocaman'ı tanıma zahmetine katlanmadığı için hatalı bir ön yargı. O, kocaman bir adamdır. Trabzonspor'u, Trabzon'da yenip şampiyonluğu kazandıktan sonra verdiği, "Rakip takım arkadaşlarım için üzülüyorum. Onların neler yaşayacağını biliyorum çünkü aksi sonuç olsaydı aynı şeyler bizim başımıza gelecekti" demecini kimse ona anlatmadı.
MÜTEVAZI BİRİ Aykut Kocaman ile Ankaraspor'u çalıştırırken yaptığımız bir konuşmada, "Ben sahanın bir parçası olmaktan mutluyum. İdman bittiğinde topları malzemeciyle toplayarak bunu hissediyorum" demişti. Başarının, birlikte düşünüp, üzülüp veya sevinmekten kaynaklandığına inanan felsefesiyle, Kocaman'ın profesyonelliği Daum'u başarılı yapmak üzerine gelişir. Ben aksini beklemem. Çünkü insanlar sizi bir kere aldatırlar. Aykut Kocaman felsefe istikrarını gittiği her takımda korudu.
İLETİŞİMSİZLİK Futbol takımını yönetecek iki adamın bu duruma gelmesinin birinci nedeni iletişimsizlikleridir. Bu ön yargıların yıkılmasını sağlaması gerekenlerin, Samandıra'da olmamasıdır. Genç bir isim olarak Hasan Çetinkaya, Daum'u bu cepheye çekemedi. Yardımcısı Ayhan Tumani de belki yeni bir güven bunalımına neden olmamak için mesafeli kaldı. Ve olan oldu. Ama Aykut hocanın, Daum'a bir daha el uzatacağını, aynı tarafta olduklarını yeniden hissettirmeye çalışacağını biliyorum. Sorun o elin nasıl sıkılacağı. "Parmakların ucuyla" mı, yoksa sıkı sıkı mı?