Başka ihtimal yoktu Kadıköy'deki derbiyi G.Saray oynamaya gelir, Fenerbahçe ise bu maçı yaşar. Rijkaard, burnu büyüklüğüyle kontrolü rakibine verdi
Kadıköy'deki galibiyet serisi 10. yılını doldururken, Galatasaray camiası bu eziyetin nedenini araştırıyor. Son maç için birçok mazeret de üretilebilir. Ama en koyu Galatasaraylı bile galibiyeti hak etmedikleri maç sonunda söylüyordu. Derbi öncesindeki ve sırasındaki yapılanları kimse onaylamıyor. Bu konuyu da konuşacağız ama maçı Fenerbahçe'ye kazandıran nedenlerin başında Şükrü Saracoğlu'nun atmosferi geliyorsa, seyirciler sahaya inip gol atmadıklarına göre, taktik teknik analizin de doğru yapılması gerekir.
MAÇI YAŞARLAR Önce Galatasaray'dan başlayalım. Maçı Rijkaard kaybetti. Hep söyleriz, Kadıköy'deki derbiyi Galatasaray oynamaya gelir. Fenerbahçe ise futbolcusuyla ve taraftarıyla bu maçı yaşar. Hollandalı'nın aşırı güveni veya burnu büyüklüğü tüm kontrolü rakibine verdi. Eğer Galatasaray'ın hocası, Ali Sami Yen'de Eskişehir veya Kasımpaşa deplasmanındaki aynı takım kurgusu ve taktiği ile Kadıköy'e geliyorsa "10 kişi kaldık, ondan böyle oldu" diyemez. Nasıl ki Christoph Daum, Galatasaray'ı etkisiz kılacak önlemleri ve takım disiplinini sağlamış, oyuncu tercihlerini yapmış, Rijkaard da kendi kendine, "Ben dokuz yıldır yenildiğimiz bir deplasmana gidiyorum. İki puan önde olan rakibimle, Türkiye'nin en önemli maçını oynayacağım" demeli, buna göre strateji üretmeliydi. İşte o zaman Rijkaard kendisine "B planını" soranlardan teknik direktörlük yetkinliği isteyebilirdi. Biz onu görmeliydik önce strateji yaparken. İkinci etapta takım kurguları var. Ayhan ve Mehmet Sarp'a karşılık Emre ve Cristian. Hangi ikili önde? Sabri bek değil, Keita'nın savunması az. Vederson ve Roberto Carlos ile iki hücum beki. Hangi ikili önde? Hakan Balta bek, Arda hücum oyuncusu. Gökhan Gönül Avrupai bir hücum beki, Mehmet Topuz oyunu iki yönlü oynuyor. Hangileri üstün gelir? Bu soruları bile soramamış Rijkaard maç öncesinde. Elbette Daum gelir ensesine vurur, lokmasını alır... Fenerbahçe, bu maçı savunarak kazandı. Ama Alex olmasa ne olurdu diye de sormalı Her istatistiğe üstünlüğünü koymuş bir performans sergileyen Fenerbahçe takımından, Alex'i çıkartın dışarı... Alex bu maçın püf noktasıydı. Daum da bunu biliyordu ve kurgusunu ayarlayıp, yıldızının yeteneklerinden yine faydalandı. Maç bittiğinde yayıncı kuruluş, takımların koşu mesafelerini açıkladı. Fenerbahçe 85, Galatasaray ise 75 kilometre koşmuş. Yani bir kişi fazla oynamışlar, bir de taraftarı var arkalarında eder iki kişi...
TEDBİR EKSİKLİĞİ Keita atıldıktan sonra eksilen Galatasaray'ın, daha fazla koşarak bu açığı kapaması gerekirken, bunu Fenerbahçeli oyuncular yapmış. Abartırsak, son 20 dakikayı da üç kişi fazla oynamışlar bile diyebiliriz. Sen koşmayacaksın, strateji üretmeyeceksin, tedbir almayacaksın, kulübünde hamle oyuncusu olmayacak, sinirini kontrol edemeyeceksin, tek gol pozisyonuna giremeyeceksin, ondan sonra da "neden kaybediyoruz" diye soracaksın.