* 'İnsan Hakları' denen bir şey var. Futbolcu kulüplerin alıp satacağı bir mal değil. G.Saray'ın önce Ali Turan ile görüşmesi çok normal * Kayseri yönetimi, o basın sözcüsünü yönetimde nasıl tuttuğunu açıklamak ve G.Saray kulübünden özür dilemek zorunda * Adnan da Haldun da futbolu bilen adamlar ama 'Biz yanlış yaptık' diyecek yürekleri yok. Rijkaard'ın adının altında eziliyorlar _Kayseri ile Galatasaray arasında Ali Turan krizi yaşanıyor. Kayseri, Galatasaray'ı sözleşmesi süren oyuncuyu ayartmakla suçladı ve hakkını arayacağını açıkladı.
Galatasaray'ın, Kayseri'den önce Ali Turan'la anlaşması doğru mu? Diyelim 'Hürriyet gazetesi' diyelim 'Akşam gazetesi' diyelim 'New York Times gazetesi' beni transfer etmek istiyorsa kiminle görüşür; benimle görüşür. Diyelim 'Sabancı Grubu' diyelim Zorlu Grubu veya Koç Grubu'nun genel müdürünü ya da CEO'sunu transfer etmek istiyorsa kiminle görüşür? O kişi ile... 'İnsan Hakları' denen bir şey var. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin futbol konusunda verdiği kararlar var. Futbolcu köle değil. Futbolcu kulübün alıp satacağı bir mal değil. Galatasaray kulübü, transfer etmek istiyorsa, talip olduğu futbolcu ile görüşür. Anlaşırsa kulübüne der ki 'Bu arkadaşın sözleşmesi sene sonunda bitiyor. Sene sonunda transfer ücreti ödemeden bana gelebilir. Bedava. Ama siz de bu işten para kazanmak istiyorsanız; ocak ayında verin. Biz de size ödeme yapalım.' Bundan daha doğal bir şey var mı? Kayseri'nin utanç verici bir basın sözcüsü var; utanç verici!.. Ben Kayseri Başkanı'nın yerinde olsam o kişiyi derhal atardım. Önce "Ali Turan'ı Galatasaray'a verdik" diyor, sonra ne biçim bir fırça yediyse, kazı çevirmeye kalkıyor, "Ben Galatasaray ile alay etmek için böyle konuştum" diyor. Haddine mi düşmüş senin!.. Kimin haddine düşmüş!.. Türkiye Cumhuriyeti'nde, Avrupa'da, dünyada kimin haddine düşmüş Galatasaray ile dalga geçmek!.. Ya da Kayserispor ile dalga geçmek. Böyle bir adamı Kayseri yönetiminde ve kulüp sözcüsü olarak nasıl tuttuklarını Kayserispor Başkanı kamuoyuna açıklamak zorunda ve Galatasaray kulübünden özür dilemek zorunda... Galatasaray'ın manevi şahsiyetinden özür dilemek zorunda... Köpeğini mi satıyorsun, arabanı mı satıyorsun!.. Ben "Ankaragücü ile anlaştım, Ankaragücü'ne satıyorum!" Hayır satamazsın. Ali Turan istemezse hadi sat bakalım, göreyim... Nereden dönüyor!.. Türkiye'de ne yazık ki kulüp yöneticileri hadlerini bilmiyorlar.
İSTEDİĞİ MARŞI ÇALAR _Avrupa'da birçok teknik adam ve birçok futbolcunun transferi daha devre arasında belli oluyor. 'Artık bu tür anlaşmalara alışmak gerekiyor' diyebilir miyiz? Tabii... Adam kupa final maçında takımın başında sahaya çıkıyor, ertesi sene, anlaşmasını yapmış, o kupa finalini oynadığı rakip takımın başına geçiyor.
_Kimse de kalkıp 'Acaba maçı satar mı?' diye düşünmüyor. Ben şimdi Hürriyet ile anlaştığımda Sabah'ı satar mıyım!.. 'Çok kötü yazılar yazayım ki millet çok kötü yazılar okusun ve Sabah çok kötü' desin, ondan sonra Hürriyet'te beni okusun!.. Böyle bir şey olabilir mi? Bunlar çok ucuz, insanlık dışı düşünceler. Üstelik de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin bu konuda aldığı kararlar var. Bosman kararları, futbolcunun kişiliğinin kulüplerin çok önünde olduğunu saptadı. Artık bunun ötesinde herhangi bir şey yapamazsın. 'Futbolcu mal değil' diye karar aldı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi... FIFA'nın, UEFA'nın bütün çırpınmalarına rağmen...
_Bu aşamada Ankaragücü'nün Ali Turan'a talip olmasını nasıl değerlendiriyorsunuz? Ankaragücü bence Kayseri'nin bir tezgahı... Galatasaray ile 'alay etme' kafasındaki adamların yönetiminden her şey beklenir. Ayrıca da Ali Turan istemedikçe onu hiçbir yere veremezler. Ali Turan 3 ay oturur, haziranda elini kolunu sallaya sallaya Galatasaray'a gelir, biter gider iş.
_Galatasaray idmanında bir gazetecinin telefonunda Fenerbahçe marşı çalması Arda'nın tepkisini çekti. Arda çıkışında haklı mı? Arda da hata... Benim telefonumda ne çalacağına kimse karışamaz. İster Fenerbahçe marşı çalarım, ister Fransız marşı çalarım. Kimse karışamaz. Gazetecinin yaptığı doğru mu; o da değil. Hele Galatasaray'ı izleyen bir gazeteciysen oraya Fenerbahçe marşı ile gitmek, Kayserispor'un yöneticisinin açıklaması gibi Galatasaray ile dalga geçmek gibi bir hava yaratır. Doğru değil. Ama onun yaptığının doğru olmaması Arda'ya haşlama hakkı vermez.
SORUN RİJKAARD'DA _Kewell'ın sözleşmesi sezon sonunda bitiyor ve henüz bir anlaşma sağlanamadı. Kewell'ın gitmesi Galatasaray'ı nasıl etkiler? Sorun teknik direktör! Sorun Rijkaard da olduğu zaman, Kewell Galatasaray için önemli değil. Kewell şimdi niye oynuyor Galatasaray'da? Baros sakat da ondan. Baros sağlamken Kewell takıma girebiliyor muydu? Yedek oturuyordu. Son dakikalarda oyuna giriyor, vakit kazanmak için oyuna sokuluyordu. Baros sakatlandı da Kewell takıma girme imkanı buldu!..
_Galatasaray'da Rijkaard ile ilgili bir sıkıntı görünmüyor. Takımın başında kalmaya devam edecek. Çünkü Galatasaray'da, ne Adnan Polat'ta, ne Haldun Üstünel'de 'Bu takım ilk yarıyı 10 puan önde bitirmeliydi, niye lider bile olamadı' sorusuna cevap verebilecek yürek yok. 'Kafa yok' demiyorum. Adnan da Haldun da futbolu bilen adamlar. Ama yürek yok. 'Biz yanlış yaptık, yanlış adam getirdik' diyemiyorlar. Rijkaard'ın adının altında eziliyorlar.